MİLLETİN ZEKASI ile DALGA GEÇMEK!..
Abdullah Çağrı ELGÜN
Diyarbakır Baro
Başkanı’nın “Çözüm
Süreci” adı altında geçen sürede PKK ve diğer örgütlere: “Terör örgütü değildir.” dediği için
tutuklanabilmiş ise bugüne kadar bu konu PKK'yı ve diğer terör örgütlerini
destekleyici yazı yazan, çizen ve onlara övgülerde bulunan, ne kadar gazeteci
varsa, hepsi tutuklansın. Bunların PKK’nın ekmeğine yağ sürmek açısından bugüne
kadar şehit edilen, yedi yüz(700) şehidin kanının akmasında vebali ve parmağı yok
mudur? On dört yıldır ve son üç yıldır iktidarın gözü hastalıktan kapalıydı da
biz mi göremedik ?Buna dense dense ancak:
"Milletin zekası ile dalga geçmek."denir.
İktidarın PKK konusunda
samimi olmadığı açıkça belli oluyor. Terör örgütü PKK’nın terör örgütü
olmadıklarını hep söylediler. Kaçıncı kez yazdıkları ve söyledikleri; fakat
defalarca Twitter’da, facebook’ta, gazetelerinin köşelerinde ne kadar çok yazıp
çizmişmiş olduklarını bilmeyen mi kaldı?.. Hatta on üç (13) yıldır
iktidarda bulunan ve bugünkü iktidarın da milletvekili, olan Orhan MİROĞLU, daha dün bu konuda fikirlerini beyan etti. O zaman, bunlar dahil, iktidarın içinde
yer almış ve konunun taraftarı ve sempatizanı, destekçisi dahil olmak üzere bunların
hepsinin tutuklanması gerekmez mi? Bu algı yanıltmasının adı düpedüz şudur:
İktidar Kürt oylarına
ihtiyaç olunca: “Çözüm
Süreci” başlatıyor. İktidarını kaybedince: “Çözüm Süreci”ni buzdolabına
kaldırıyor. Kürt halkını ve oylarını düpedüz kullanıyor. Bugün tek başına
iktidara gelebilmek için yeniden milliyetçi tabana özellikle de eski bakanların
hepsinin ağzında: "Ülkücü, MHP li gardaşlarım..." diye
başlayan sözler var. Onlara sığınıyorlar ve onların akıllarına çağrıda
bulunuluyorlar… Onlar ve millet üzerinde algı oluşturma peşine düşüyorlar. Bu zehirli lokmayı
yutarlar mı? Milletin zekası ile oynuyor, onların zekaları ile dalga
geçiyorlar.
İktidarın, olaylar
karşısında yasak koyması, milletin aklına “işin arkasında gizli bir maksadın olduğu”
varsayımını ortaya çıkarıyor: “Canlı bombaları biliyoruz; fakat eylem yapmadıkları için
yakalayamıyoruz.” Diyor en yetkili ağız.
Polis, takip ve izleme
görevi yaparken ve her şeyin en ince ayrıntıları ile bilinmesine rağmen
teröristlerin engellenememesi, iktidarın bu konudaki zaafını ortaya koyduğu
söyleniyor. "Çözüm
Süreci" boyunca "operasyon yapmama kararı alınması" da bu
zaafı, delilleriyle ortaya koymaktadır... İŞİD ile ilgili, iktidarın gerekli
tertibatı almadığı anlaşılıyor. İki yüz (200) civarında canlı bomba olduğundan
bahsediliyor.
Askere: “Teröristlerin
geçiş güzergahında bulunmayacaksınız…” denilmişti. Şimdi yakalanıp,
serbest bırakılan teröristler için de aynı şeyler mi söyleniyor ki… Bir baba: “Çocuğum canlı
bomba olacak. Onu yakalayın!”
dediği halde karakolca yakalanıp, arka plandaki birilerince serbest mi
bıraktırılıyor?..
"Bu canlı bombalar biliniyor. Eylem yapmadığı için
yakalanamıyor." Çok ilginç… bir algı oluşturulmak
isteniyor? Kiminle oynanıyor, kim kandırılıyor?.. Peki bu nedir, ne oluyor?
Yüz tanıma cihazını
kullanacak hiçbir görevli kalmamış… Cihazlar devre dışı kalmış. Her işinde
uzman tecrübeliyi, görevden almışsınız.
HDP’ye başsağlığı
dileyen eski Cumhurbaşkanına: "Başsağlığını, bize dilemeliydiniz. taraftar, ve en
yetkili biziz." Diyorlar. Niçin Abdullah GÜL’ün teröristlere
yaklaştığı, Demirtaş gibi birini aradığı, imajını vererek değersizleştirme
peşine takılıyorlar. Her şey PKK, HDP ve Kürtler üzerinde kutuplama yaratarak Kürtlerden ve
milliyetçilerden, özellikle de MHP’den bir iki puan alarak tek başına iktidarı yakalamak istemektedirler. Diyarbakır,
Baro Başkanı Tahir ELÇİ olayı bunun en güzel delilidir.
Başbakan: MHP’yi HDP’ye
karşı kullanmağa çalışıyor. Onlardan karşılıklı bahsederek kutuplaştırıp siyasi
rant elde etmek istiyor.
Başbakan, Bahçeli ve
Demirtaş’tan hiç bahsetmiyor. Trabzon mitinginde milliyetçi hassasiyetleri
harekete geçirerek tehlikeli yaklaşımlarda bulunup çatışma ve kutuplaşmalardan
medet umup oy istiyor. Oy toplama ve
"Tek Başına İktidar" ihtirası ile HDP ve MHP’nin kutuplaşması
isteniyor. Yahu siz on dört (14) yıldır
iktidardasınız ve bu milleti şuan ne hale getirmiş olduğunuzu, göremiyor
musunuz?..
HDP ısrarla
barış istiyorum diyor. Abdullah GÜL arıyor baş sağlığı diliyor. Sonra HDP, MHP
karşı karşıya getirilmek istenerek milliyetçi hassasiyetler kaşınıyor? Allah muhafaza!
Trabzon hassasiyetlerin olduğu bir il, ufak bir kıvılcım, nelere malolur...
Söyleyenleri utandırmıyor, üzmüyor, korkutmuyor ve varsa yoksa "Tek Başına
İktidar?.." Niçin birlikte değil de tek başına?!.. Bu ne hırs?.. Bu ne ihtiras?!. Bu ne
çılgınlık?!.
DEVLET BAHÇELİ ve MHP
Bahçeli: Sadakat sahibi, sabırlı ve sağ duyulu bir insan.Vakur
ve fırsatlardan kendine bir pay çıkarma arzusundan uzak, partisine fırsatlardan
pay çıkarmayı kendine zül sayan, onu haysiyetsizlik ve karakter eksikliği
olarak kabul eden ciddi, vatansever bir lider… Vatan evladı.
Eğer Devlet Bahçeli istesin MHP’ye bir anda oy patlaması
yaptırır. Suruç katliamında, Ankara’daki yüz kişinin şehit
edilmesinde bile ülkücülere sağduyu çağrısı yapıyor. Gezi olaylarında öyle
diğerlerinde öyle…
Bugünkü iktidara
baktığımızda iktidardakilerin hemen hepsi sadece birkaç puan oy alabilmek için
milleti kutuplaştırmak, hassasiyetlerini kaşımak ve grupların çatışmasından
rant elde etmek peşine düşmüşlerdir. Bunu da sadece makam ve mevkilerini
kaybetmemek, tek başına iktidarda kalabilmek hesabı ile yapmaktadırlar. Niçin beraber,
hep birlikte, bütün partiler diyemiyoruz?!..
Diyarbakır Baro
Başkanı,Tahir ELÇİ: televizyon
programında konuşurken: “Terör örgütünün propagandasını yaptığı” “ PKK terör
örgütü değildir. “dediği iddia
ediliyor.
Mardin Millet Vekili “Bıçak Sırtı”
adlı bir programda iktidar millet vekili Orhan MİROĞLU’nun Savaş AVCI ile yaptığı bir programda: “PKK kendi
siyasal propagandasını harekete geçiren bir örgüttür.” diyor.
Kimsenin sesi çıkmıyor. Bakın bunların her ikisi de İktidarın kendi adamları... Kim tutuklanıyor?
Kimler tutuklanmıyor?..
Bugüne kadar
teröristlere operasyon yaptırmayan Valileri hangi yiğit savcılar çağırıp hesap soracak, beklemekteyiz… Milletin
gözleri önünde ayan beyan gözlerinin içine baka baka cereyan eden hadiselere olsa
olsa ancak şu denir:
Milletin zekası ile dalga geçmek?.. Ankara/Perşembe,22.10.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder