Abdullah Çağrı ELGÜN
Başbuğ Alpaslan TÜRKEŞ, 1860 Kayseri'nin, Pınarbaşı
ilçesi'nin Yukarı Köşkerli Köyünde meskun Avşar Obalarından, Koyunoğlu ailesi
bir toprak meselesi yüzünden kavgaya girişince, Sultan Abdülaziz'in fermanıyla
Kıbrıs’a sürgün edilir.
İlk Yılları
Alparslan Türkeş, 25 Kasım 1917 öğle vaktinde Koyunoğlu
ailesinden Tuzlalı
Ahmet Hamdi Bey ile Fatma Zehra Hanım'ın çocuğu olarak, Lefkoşa'da
Haydarpaşa Mahallesi Kirlizade sokağı 13 numaralı evinde dünyaya geliyor.
3 Haziran 1933'te ailesiyle birlikte Lefkoşa'dan ayrılarak
Limasol'dan kalkan İtalyan Bandıralı "Viyana" gemisiyle İstanbul'a
geliyor.
Askeri Kariyerinin Başlaması
1933'te Lefkoşa doğumlu İzmit Milletvekili Hüseyin Sırrı Bellioğlu’nun
tavsiyesiyle Kuleli Askeri
Lisesi’ne geçici olarak kaydoldu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçince asli kaydı gerçekleşti.
1936, Kuleli Askeri Lisesi, 1938’de de Harp Okulunu
bitirdi. 1939'da piyade asteğmeni ve atış okulu sonrasında teğmen rütbesiyle
mezun oldu (P.938-348).[3]
Refik Yurtsever'in ablasının kızı Muzaffer Hanım ile 5 Eylül
1939'da nişanlandı ve 14 Ocak 1940'ta evlendi. Bu sırada Gelibolu'daki 58.
Piyade Alayı 5. Bölük Komutanlığı'na tayin edildi ve Balıkesir, Bandırma,
Edincik, Erdek veMarmara Adasında görev
aldı.
1944'te üsteğmen rütbesindeyken Nihal ATSIZ ve Nejdet SANÇAR 'la
birlikte "Irkçılık-Turancılık" davasından yargılandı
ve 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesinde kaldı. 1945 yılında Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi
ve 1947'de "Irkçılık-Turancılık" davasından
beraat etti.
Alpaslan TÜRKEŞ konuyla ilgili olarak bir
konuşmasında: "Irkçılık-Turancılık" davasından
beraat edince "3 Mayıs Günü”
heyecanla sokağa fırlayan gençler o günkü iktidarın politikası gereği kıyasıya
dövüldüler. Kafaları yarıldı, gözleri patladı. Bazılarının kolları, kaburgaları
kırıldı." demiştir.[5]
Davanın sonuçlanmasının ardından orduya tekrar döndü.
1955'de Harp Akademisi'ni (94.sınıf, Sıra No. 39)
bitirdi. Daha sonra ABD'ye gönderildi ve burada Amerikan
Harp Akademisi'ni ve piyade okulunu bitirdi.
1955-1957 yılları arasında Washington'da NATO Daimi
Komitesi'nde Türk Genelkurmayı Temsil Heyeti’nde görev yaptı. Aynı sırada Uluslararası
Ekonomi eğitimi gördü. 1959'da Almanya'da Atom ve Nükleer Okulu'na gönderildi
ve buradaki eğitiminden sonra albaylığa yükseldi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı NATO Şube
Müdürü olarak atandı.
27 Mayıs 1960'dan kısa süre önce Elazığ'daki
birliğinden Ankara'ya atandı ve Albay Talat Aydemir'in
önerisiyle Milli Birlik Komitesi'ne (MBK) alındı. Darbeyi
planlayıp yürütecek olan 37 kişilik MBK(Millî Birlik Komitesi) içinde yer
aldı.
Darbe bildirisini 27 Mayıs 1960 günü
radyodan okuduktan sonra, adı sıkça duyulmaya başlandı. 27 Mayıs sonrası Başbakanlık Müsteşarlığı yaptı. Bu
dönemde sonradan Adalet Partisi(AP) Balıkesir Senatörü seçilecek Hikmet Aslanoğlu ve
Cumhuriyet Köylü Millet Partisi) CKMP Genel Sekreteri olacak Fuat Uluç, Alpaslan Türkeş’in yardımcılık
görevini yerine getirdi. Bu dönemde Milli Birlik Komitesi içindeki görüş
ayrılığı sonucu 13 Kasım 1960'da MBK Başkanı Org. Cemal Gürsel bir bildiri
yayımlayarak MBK'nin çalışmalarının ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye
düşürecek bir duruma geldiğini, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri ile Millî
Birlik Komitesi(MBK) Üyelerinin talepleri üzerine, MBK'yi feshettiğini
açıkladı. Yeni oluşturulan MBK'de ise Alparslan TÜRKEŞ'in de içinde bulunduğu ve "14'ler" olarak adlandırılan ve ülkenin, köklü
yapısal sorunları çözülmeden, kısa süre içinde yapılacak seçimlerle, iktidarın
sivillere bırakılmasını reddeden 14 subaya yer verilmiyordu. Millî
Birlik Komitesi(MBK) üyesi Korgeneral Cemal MADANOĞLU'nun
inisiyatifiyle gerçekleşen bu operasyonla, söz konusu kişiler, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nden de emekli edilerek, çeşitli görevlerle yurt dışına sürgüne
gönderildiler.
25 ay kadar sonra, 23 Şubat 1963'te Gümülcine'den
yurda döndüğünde, burada kalabalık bir "Milliyetçi Topluluk" tarafından
karşılandı.
Siyasi Hayata Girişi
(Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Dönemi)
Gökhan Evliyaoğlu'nun Adalet Partisi'ne katılma yolundaki teklifini
reddeden TÜRKEŞ , milliyetçi çevreleri bir araya getirmek için 2 Mayıs 1963'te Türkiye Huzur ve Yükselme Derneği'ni
kurdu. Darbe hazırlığı yapan Talat Aydemir - Fethi Gürcan ikilisiyle
temas kurdu. Ancak Talat Aydemir'le anlaşamadı. Bunun üzerine darbeyi hükümete
haber verdi. Kendisi de darbe girişimi nedeniyle yargılandı, ancak darbeyi
hükümete duyurduğu için beraat etti. Alparslan TÜRKEŞ , sürgünde olduğu dönemde
14'lerden çoğu ile sık sık bir araya gelerek dönüşten sonraki stratejisini
belirleyici toplantılar yapmıştı. Nitekim 31 Mart 1965'te, 14'lerden DÜNDAR TAŞER, Ahmet Er, Muzaffer ÖZDAĞ, Rıfat BAYKAL, Mustafa KAPLAN gibi
eski MBK üyeleri ile birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi -
(CKMP)'ne girerek fiilen siyasi hayata atılmış oldu.
1965'te bu partinin, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi - (CKMP) başkanı oldu. Uzun tartışmalardan sonra,
parti tüzüğünde 9 Işık Doktrini yer
aldı. TÜRKEŞ , bu dönemde kendisini sevenler tarafından Başbuğ ilan edildi. Aynı yıl Ankara'dan milletvekili seçildi. 6-8 Şubat 1969'da Adana'da yapılan olağanüstü kongrede CKMP adı Milliyetçi Hareket Partisi ve Terazi
olan amblemi de Üç Hilâl olarak
değiştirildi. BAŞBUĞ Alpaslan TÜRKEŞ
, 1966 yılında cumhurbaşkanlığına aday oldu
ve Cevdet SUNAY karşısında 11 oy alarak seçimi kaybetti.
1969 ve 1973 yıllarında Adana
Milletvekili olarak parlamentoya seçildi. 1974'te
ilk eşi Muzaffer
TÜRKEŞ 'i kaybetti. Bundan iki yıl sonra
1976'da Seval TÜRKEŞ'le evlendi.
1975 Sonrası Dönem ve 12 Eylül
1975'ten sonra Milliyetçi Cephe adı
verilen koalisyon hükümetlerinde, Başbakan Yardımcılığı görevinde bulundu. Bu
dönemde, Sağ ve Sol Çatışmaları arttı. Yetkililerin elinde Milliyetçi
Hareket Partisi'nin, şiddetin esas kaynağı olduğuna dair
kanıtlar vardı.
Cumhuriyet Savcısı, kapsamlı bir soruşturma yapmak
istiyordu; ancak mevcut hükümet, buna izin veremiyordu; çünkü bu rolün açığa
çıkarılması, koalisyonun dağılması anlamına geliyordu. Demirel bunu düşünmek
bile istemiyordu.
12 Eylül darbesi sırasında Milli Güvenlik Konseyi Başkanı,
diğer üç parti başkanlarının teslim olduğunu, Alparslan TÜRKEŞ'in de teslim
olmasını, aksi takdirde suçlu durumda olacağını belirten bir bildiri yayınladı.[5]
12 Eylül Darbesi’nden sonra 9 Nisan 1985'e
kadar 4,5 yıl tutuklu kaldı. 12 Eylül döneminde idam cezasıyla yargılanan TÜRKEŞ,
bu davadan da beraat etti.[6]
12 Eylül Sonrası Dönemi
1987'de siyaset yasağının
kalkmasıyla birlikte Milliyetçi Çalışma Partisi'ne girdi ve aynı yıl, yapılan olağanüstü kongrede Genel
Başkanlığa seçildi.1991 genel seçimlerinde Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile seçim ittifakı yapan MÇP lideri Türkeş, Yozgat Milletvekili
olarak yeniden parlamentoya girdi. Bu sırada 1992'de 12 Eylül darbesi ile
kapatılmış olan partilerin, eski adlarını alması hakkında Siyasi
Partiler Kanunu'nda yapılan değişiklikle MÇP'nin
ismi de 1993 yılında MHP olarak değiştirildi. 1995 genel seçimlerinde parlamento dışı kalan TÜRKEŞ,
bu dönemde uzlaşmacı bir lider olarak, ülke siyaseti üzerinde en etkili
siyasetçi oldu. TÜRKEŞ, 9 IŞIK, başta olmak üzere, siyasî ve tarihî görüşlerini içeren kitaplar yazdı.
Ailesi ve Ölümü
İlk evliliğini, 1940 yılında, Muzaffer Hanım ile yaptı. Muzaffer
Hanım 1974 yılında ölünce, arkasında (5)beş çocuk bıraktı.
Ayzıt,
Umay,
Sevenbige (Çağrı), Çağrı Saraç Türkeş
XIII., XXIV. ve XXIV. Dönem Ankara Millet Vekili ve 63. Türkiye Hükûmeti Başbakan Yardımcısı Türkeş'in
ikinci evliliğini, 1976 yılında, Seval
Hanım ile yaptı. Bu evlilikten de:
Ayyüce,
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de geçirdiği kalp krizi sonucu Ankara'da
yaşama veda etti. Kabri, Ankara Beştepe'de bulunmaktadır.
Sağlık Kontrolünden Dönmüştü.
Ölümünden bir hafta önce Almanya'da sağlık kontrolünden
geçen Alparslan Türkeş, 3 Nisan Perşembe günü saat 23.00'te yurda döndü. 4
Nisan cuma sabahı karayolu ile Amasya'ya giden Alparslan Türkeş. burada
Milliyetçi Hareket Partisi'nin il kongresine katıldı. Daha sonra Ankara'ya
dönen Türkeş. akşam yakın dostu işadamı Burhanettin Kaya'nın kızı Burçak
Kaya'nın Hilton Oteli'ndeki nişan törenine katıldı. Türkeş’e Anavatan Partisi
İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı da eşlik etti. Nişanda oğlu Tuğrul Türkeş
ve Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı ile ayni masayı paylaşan Türkeş,
Burçak Kaya
ve Özcan
Haçıoğlu'nun yüzüklerini taktı. Yüzüklerini bağlandığı kurdeleyi bir
süre kesmeyen Türkeş nişanlılara. "Şimdi bu kurdeleyi kesmeyeyim de hiç
ayrılmayasınız" diye şaka yaptı.
Evine Dönerken Rahatsızlandı
Türkeş, nisan töreninden evine dönerken saat 22.30
sıralarında aniden rahatsızlandı. Yanında bulunanlara " Arabanın camını
acın, daraldım" diyen Türkeş'in bu sırada yüzü sarardı ve nefesi sıkıştı.
Bunun üzerine evinin yakınındaki Çankaya Hastanesi'ne götürülen Türkeş'e buruda
kalbi güçlendirici iğneler yapıldı, masaj ve sok tedavi uygulandı. Ancak bu
müdahalelerin sonuç vermeyince Türkes, Bayindir Tıp Merkezi'ne götürüldü. Bu
sırada yanında doktorlar ve oğlu Tuğrul Türkes bulundu
23.15'te Bayındır Tıp Merkezi'ne ulaştırılan Türkeş'in
kalbine, acil serviste masaj yapılırken, sok tedavi uygulandı. Bayındır Tıp
Merkezi Acil Servis Nöbetçi Doktoru Sertaç Yıldırım, "Geldiğinde kalbi
tamamen durmuştu, masaj ve şok tedavi uygulandı. Bir ara kalp yeniden çalışır gibi
oldu. Sonuç alamayınca yoğun tedavi merkezine kaldırdık. Ama sonuç alamadık,
diye konuştu.
Ölüm Haberi Üzüntü Yarattı
Türkeş'in ölümüyle ilgili haberlerin duyulması adeta şok
etkisi yaptı. Yüzlerce kişi Bayındır Tip Merkezi'nin çevresinii doldururken,
gazete ve televizyonlarin telefonları kilitlendi. Hastane önünde bekleyen
kalabaklikla birlikte tüm Türkiye, Türkeşin sağlik durumuyla ilgili net bir
bilgiye sahıp deyildi,Türkeşin sağlik durumuyla ilgili resmi açıklamanın
gecenin geç saatlerine kadar yapılmaması, hastane önünde meraklı ve üzüntülü
anlar yaşanmasına neden oldu... Hastaneye akın olmasi nedenıyle Tuğrul Türkeş,
ülkücüleri sakinleştirmeye çalişti. Ancak Başbuğ'un sağlığından endişe tüm
yüzlerde gözleniyordu
Bu sırada polis geniş güvenlık önlemleri alarak, hastane
içine giren partilileri dışarı çıkardı. Çevik Kuvvet hastane çevresini ablukaya
aldı. Başbuğ'un dava arkadaşları istiklal Marşıni söyleyip. tekbir getirirken.
"Başbuğ Türkeş" şeklinde sloganlar attı. Hastane bahçesinde herkes
birbirini bilgilendirmeye çalışırken, parti yöneticileri de kalabalığın
dağilmasi için buyük gayret gösterdi.
Resmi Açıklama
4.5 saat sonra Saat 22.45 te hayatini kaybeden Türkeş'in
ölümüyle ilgili resmi açıklama yaklaşik 4.5 saat sonra yapıldı. Türk dünyasının
büyük lideri esir Türk Cumhuriyetlerinin yıllarca umudu olan Başbuğ Alparslan
Türkeş'in vefati Ülkü Ocaklari Genel Başkanı Azmı Karamahmutoğlu saat 03.10'da
gazetecilere ve çevrede bekleyen ülkücülere Türkeş'in ölüm haberini açıklayan
oldu. Sözlerine "kolay değıl" diyerek başlayan Azmı Karamahmutoğlu
çevreden "Açıklayın" sesleri yükselince, ağlarak "Zamani değildi
Türk milletinin başı sağolsun" şeklinde konuştu
Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ |
Bu acı haber Alparslan Türkeş in yıllarca büyük emek verdiği
evlatları üzerinde büyük acı yarattı... Bunun uzerine hastane önünde bekleyen
kalabalık "Başbuğlar ölmez ", "Ya Allah Bismillah.
Allahuekber" dıye sloganlar atmaya başladi Bazıları gözyaşlarini
tutamazken. bazilari kendilerini yerlere attı. Bu arada MHP Başkanlık Divanı
üyeleri de haberi alır almaz Bayındır Tıp Merkezı'ne geldi Öte yandan hastaneye
gelenler arasında çok sayıda politikacı da vardı. Hastaneye ilk gelenler;
DYP'li Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu ile Osman Bölükbası oldu. Ardından
Anavatan Partisi istanbul milletvekili Bülent Akarcalı. Doğru Yol Partisi Genel
Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı, milletvekilleri Ayvaz Gökdemir , Zeki Ertugay.
Refah Partili Bakanlar Gürcan Dağdas. Recai Kutan. İsmail Kahraman ve RP'lı
milletvekili Metin Işık, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğüne atanan Kemal Çelik
ile Ankara Büyukşehır Belediye Başkani Melih Gökçek hastaneye geldi.
Tarihî Bir Şahsiyet
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, MHP Genel Başkanı Alparslan Tüıkeş'ın ölüm
haberini alır almaz, istanbul'daki programını yarıda keserek, saat 02.15'te
Ankara ya gitti. Ankara'ya hareketinden önce Atatürk Hava Limanında bır
açıklama yapan Tansu Çiller. "TÜRKES tarihi bir şahsiyettir. Daha
durum netleşmemiştir. Ancak hemen gidip görmek istedik. Çok üzgünüz Meclis'le
bulunduğumuz süre içinde oldukça uyumlu çalışmalarımı olmuştur. Gerçekten de
büyük üzüntü duyduk." diye konuştu. Çiiler'e DYP İstanbul İl Başkanı Celal
Adan da eşlik etti.
MHP Lideri Türkeş'in ölüm haberi siyasi çevreleri de
derinden etkiledi. Onun ölümünün ardından görüş ve düşüncelerini dile getiren
siyasetçilerin hemen hemen hepsi. Türk siyasetinin kendisine daha ihtiyacı
olduğunu dile getirdiler. Siyasetçiler söyle dediler:
Sanayi Bakanı Yalım Erez: "Allah rahmet eylesin."
Sağlık bakani Yıldırım Aktuna: "Türk siyasetine uzun
yıllar hizmet etmiş bir politikacıydı."
Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan: "Bir fikrin simgesiydi.
Karizmatik bir liderdi 1960 sonrasına yön vermiş bir liderdi. Bugünlerde
ölmemeliydi."
Devlet Bakanı Nevzat Ercan: "Türk milliyetçiliği
açısından çok önemli bir şahsiyetti."
DYP Milletvekili Mehmet Ağar: "Allah rahmet eylesin.
Türk siyasetinin en kritik döneminde kaybettik. Siyasetin kendisine daha
ihtiyacı olduğu bir dönemde kaybettik. Çok üzüldüm."
DYP Milletvekili Köksal Toptan "Gerçekten üzgünüm. Türk
milliyetçiliği iyi yetişmiş önderini kaybetti. Türk siyasetine olduça lazım
olacağı bir dönemdi."
Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu. DYP Genel Başkan Yardımcısı
Rıza Akçalı ve DYP Genel Sekreteri Nurhan Tekinel de Türkeş'in ailesi ve
yakınları ile MHP camiasına başsağlığı dileğinde bulundu.
Alparslan Türkeş için 8 Nisan Salı günü düzenlenen cenaze
törenine 4-4,5 milyon kişilik katılım oldu. Alparslan Türkes'i son yolculuğunda
yalnız bırakmak istemeyen MHP'liler, gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından
Ankara'ya akın ettiler.Türkes'in cenazesine katılmak için gelenlerin yoğunluğu
ve nisan ayı olmasına rağmen ani olarak bastıran kar yağışı nedeniyle 8 Nisan
günü sabaha karsı Eskişehir, Samsun Konya ve İstanbul yolları tıkandı. Tören
için başkente yaklaşık 9 bin araç geldi.
Üç Ayrı Yerde Yapılan Tören
Türkeş için üç ayrı cenaze töreni düzenlendi. Cenaze töreni
için ilk toplanma Türkes'in naaşnın bulunduğu Bayındır tıp Merkezi önünde oldu.
MHP yetkilileri ve binlerce partili, Türkes'in naaşını almak bildirilen saatten
çok önce Bayındır Tıp Merkezi'nde toplanmaya başladı. Ankara dışından gelen araçlar,
8 Nisan sabahı saat 03.00'den itibaren Bayındır Tıp merkezi önünde ve
çevresinde toplandılar.Bayındır Tıp Merkezi'nin Eskişehir yolu üzerinde
bulunmasından dolayı, kente bu istikametten gelen yollar saat 05.15'te tamamen
trafiğe kapandı. Türkes'in oğlu Tuğrul Türkeş, saat 07.30'da hastaneye gelerek,
babasının başucunda bir süre dua okudu. Türkes'in Türk bayrağına sarılı naası.
saat 8.30'da Bayındır Tıp Merkezi morgundan alındı. Naaş. kırmızı-beyaz
karanfillerle Türk bayrağı motifi seklinde süslenmiş bir cenaze arabasına kondu
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenecek törene götürülmek üzere yola
çıkarıldı.
Törende Yoğun İzdiham
Saat 08.45'te yola çıkan Türkes'in cenaze arabası, yoğun
izdiham nedeniyle, 100 metre ilerideki Eskişehir yoluna ancak 35 dakika sonra
saat 09.20'da çıkabildi. Bu sırada cenaze kortejine Devlet Bakanı Bekir Aksoy
ile DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar da katıldılar. Cenaze kortejinin önünde
bir partili tarafından taşınan Türkes'in posteri yer aldı. Bu arada taşınan
pankartlarda, "Ruhun şad olsun Türk'ün gerçek Başbuğ'u", "Türkeş
gibi lider yüzyılda zor çıkar.". "Başbuğlar ölmez, yüreklerde
yaşar.", "Mekanın cennet olsun Bilge Başbuğ", "Yüce Başbuğ,
ülkün ile yaşayacaksın", "Türk eşsiz, Türk emsalsiz. Türk ne yapar
Türkeş'siz", "Türk-İslam aleminin başı sağolsun" yazıları dikkat
çekti. Sık sık "Başbuğ Türkeş" sloganı atıldı.
Yoğun izdiham nedeniyle doğabilecek sağlık sorunlarının
giderilebilmesi amacıyla cenaze kortejinin önünde Sağlık Bakanlığı ve Kızılay'a
ait 5 ambulans hazır bulundu. Ülkü Ocaklarına ait bir araç da kortejin en
önünde polis araçlarıyla birlikte yürüyüş yolunun önünün açılmasına çalıştı.
Cenaze korteji İnönü Bulvarı boyunca yolun her iki tarafındaki MHP'li gençlerin
oluşturduğu güvenlik çemberi arasında ilerlerken. Bursa İl Başkanlığı'na ait
bir araçtan da sürekli olarak, "provakasyonlara karsı dikkatli
olunması" yönünde uyarı anonsları yapıldı.
Kortej, tekbir sesleri ve gözyaşları arasında ilerledi
Tuğrul Türkeş, Devlet Bakanı Bekir Aksoy ve DYP Elazığ
Milletvekili Mehmet Ağar ile bazı partililer, cenaze aracının arkasında. Ülkü
Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu ve diğer yöneticiler ise aracın
önünde yürüdüler. Tekbir sesleri ve gözyaşları arasında ilerleyen cenaze
korteji; Bayındır Tıp Merkezi ile Meclis arasındaki yaklaşık 4 kilometre
mesafeyi, 3 saatte alabildi.
Alparslan Türkeş için ilk tören Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nde düzenlendi. Buradaki törene, Türkeş'in eşi Seval Türkeş, büyük oğlu
ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, ile diğer çocukları katıldı.
Meclis'teki törene Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller de katıldı. Tansu Çiller Türkeş'in ailesine başsağlığı
diledikten sonra, bir süre Türkeş'in yakınları arasında durdu. Daha sonra da
Bakanlar Kurlu için ayrılan yere geçti. Meclis'teki törene ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. DSP Lideri Bülent Ecevit ve diğer
partilerin yetkilileri de katıldı. Törende Türkeş'in özgeçmişinin okunmasının
ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Cenaze MHP Genel Merkezi'ne Doğru Yola Çıkarıldı
Türkeş'in cenazesini taşıyan araç Meclis'teki tören
sonrasında saat 11.15'te Çankaya kapısından çıkış yaparak, kortejin önüne
alındı ve MHP Genel Merkezi'ne yöneldi. Türkeş'in naaşı cenaze arabasına
konduktan sonra Tansu Çiller, Türkeş'in ailesine Çankaya kapısına kadar eşlik
etti. Meclis'ten parti merkezine doğru yürüyüş sırasında kortejdekiler
tarafından tekbir getirildi, "Başbuğ ölmedi kalbimizde yaşıyor"
sloganları atıldı. Cenazenin MHP Genel Merkezi'ne getirilmesinden önce görevliler
tarafından vatandaşlara, Türkeş kokartları ve üzerinde "Başbuğ Ölmez"
yazılı Türkeş posterleri dağıtıldı. Bu sırada genel merkez önünde siyasi
içerikli sloganlar atan gençler, parti yöneticilerinin uyarılarıyla susturuldu.
Kortej saat 11.45 sıralarında MHP Genel Merkezi'nin önüne
ulaştı. Cenaze burada yolun her iki tarafında toplanan partililerce tekbir
sesleriyle karşılandı. Binaların pencerelerinden ve yolda bekleyenler
tarafından cenazenin üzerine karanfiller atıldı. Cenazenin gelişi sırasında
"Başbuğ ölmedi, kalbimizde yaşıyor" sloganları atılarak, tekbir ve
salavat getirildi. Parti genel merkezi pencerelerinden de cenazeyi taşıyan araç
üzerine spreylerle gül suları sıkıldı.
Bizi affet Başbuğ!..
Genel Merkez önündeki törende bir konuşma yapan MHP Genel
Sekreteri Koray Aydın, herkesin anasını, babasını, yakınını kaybetmenin acısını
yaşadığını belirterek, bugün acıların en büyüğünü tattıklarını,
"Başbuğlarını kaybettiklerini" söyledi. Türkeş'in kendilerine verdiği
ülkücü kimliğin hakkını ödeyeceklerini bildiren Koray Aydın, "Başbuğum,
bugün genel merkez önünde ebedi istira-hatgahınıza uğurlamak için toplandık.
Seni başbakan olarak uğurlayamadık. Bizi affet. Sana söz veriyoruz. Hepimiz
birlik ve dayanışla içinde olacağız, türk milleti ve türk dünyasının başı
sağolsun," şeklinde konuştu. Cenaze töreni sırasında kalabalıkta ve parti
genel merkezinde çok sayıda kişinin gözyaşlarını tutamayarak ağladıkları
görüldü. Koray Aydın'ın konuşmasının ardından Alparslan Türkeş'in ruhu için
Kur'an-ı Kerim okunarak dua edildi.
Türkeş'in cenazesi, saat 12.00'de Kocatepe Camii'ne götürülmek
üzere Genel Merkez önünden hareket etti. Parti genel merkezindeki cenaze
törenini İstanbul eski Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu bina içinden izledi. Bu
arada Türkeş'in kızları Selcen ve Sevenbige'de Parti Genel Merkezi'ndeki
törende hazır bulundular.
Son Tören Kocatepe'de
Cenaze namazının kılınacağı Kocatepe Camii, saat 11.00'den
itibaren törene katılmak için gelenlerle dolmaya başladı. Cami avlusunda
bekleyenler Türk bayrağı ve MHP bayrağı taşıdılar. Camiide sürekli olarak
Kur'an okundu ve dışarıya da hoparlörle yayın yapıldı. Cenaze töreni
dolayısıyla cami çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Tören için camiye
gelenler, üstleri aranarak içeri alındı ve ambulanslar hazır bekletildi. Cami
avlusunda birikenlerin musalla taşı çevresine yaklaşmasına izin verilmedi.
Önlem alan polis, protokol için katafalk çevresinde boş bir alan kalmasını
sağladı. Partili görevliler de polisin bu yöndeki çabalarına destek verdiler.
Cami Avlusu Hınca Hınç DoluyduMHP Genel Merkezi ndeki törenin ardından saat 12.00'de
Kocatepe Caınii'ne yönelen kortej, yaklaşık 10 dakikalık yürüyüşün ardından
camiye ulaştı. Cenaze burada yaşanan izdiham nedeniyle bir süre protokol kapısı
önünde bekletildi. Daha sonra cenaze aracından alınan Türkeş'in naaşı. eller
üzerinde Kocatepe Camii'ne taşındı ve musalla taşına konuldu. Caminin ana
kapısı protokol girişleri için saat 11.30'dan itibaren kapatıldı. Dini tören
için çok sayıda bakan, milletvekili, bürokrat ve sivil toplum örgütü
yöneticisinin camiye geldiği görüldü. Cami avlusuna sığmayan vatandaşlar, çevre
alan ve sokakları da doldurdular.
Başbuğun Son Yolculuğuna Yoğun Katılım
MHP Genel Başkanı Türkeş'in cenaze namazını Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Basşbakan
Necmettin Erbakan ve diğer ricaliyenin camiye gelişleri sırasında çevredeki
kalabalık nedeniyle sıkışıklıklar yaşandı. Cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer
protokol mensupları ana kapıdan itibaren oluşturulan polis kordonu arasında
tören alanına alındılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, saat 12.55'le Başbakan
Necmettin Erbakan, saat 12.50, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller saat 12.58'de Kocatepe Camii'ne geldiler. Süleyman Demirel, Türkes'in
eşi Seval Türkeş, oğlu Tuğrul Türkeş ve diğer çocuklarına başsağlığı diledi.
Necmettin Erbakan da Tuğrul Türkeş'e taziyelerini ilettikten
sonra camiye girerek, öğle namazını kıldı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller
ise, camiye geldikten sonra doğruca Türkeş ailesinin bulunduğu yere gitti.
Çiller, Seval Türkeş'e taziyelerini bildirdi. Alparslan Türkeş'in naaşınının
öğle namazından sonra yoğun kar yağışı nedeniyle biı süre için konulduğu
katafalktan alınarak, musalla taşına yerleştirilmesi sırasında çok büyük bir
izdiham yaşandı.
Cenaze namazını kıldıracak olan Mehmet Nuri Yılmaz, musalla
taşının yer aldığı bölüme geçebilmek için büyük çaba sarfetti. Diyanet İşleri
Başkanı'nın ardından Cumhurbaşkanı Demirel ile diğer protokol da büyük güçlükle
musalla taşının bulunduğu bölgeye ulaşabildiler. İzdiham nedeniyle cenaze
namazı için güçlükle saf tutulabildi. Saf tutulmasında düzenin sağlanmasının
ardından cenaze namazı, musalla taşının önünde yüksekçe bir yere çıkan Diyanet
İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz tarafından kıldırıldı.
Tuğrul Türkeş'in Veda Konuşması
Tuğrul Türkeş cenaze namazının ardından babasının naaşı
önünde yaptığı konuşmada, Alparslan Türkeş'in Türk neslinin yetiştirdiği büyük
devlet adamlarından, bilge liderlerden biri olduğunu ifade etti. "Kabrin
Atatürk'ün kabri karşısında. Kabrinde rahat uyu" dedi. Tuğrul Türkeş
şunları dile getirdi:
"Sevgili babacığım, yetiştirdiğin bir evlat olarak,
'Başbuğ, Başbuğ, Başbuğ' diyerek, senin için en anlamlı tarifi yapıyorum.
Türk-İslam ülküsünün kurucusu, öncüsüydün, Türk dünyasının kara sevdasıy'dın.
Senin izinde yürüyeceğiz.
Son nefesini görev başındayken verdin. Evine bile gidemeden
son nefesini verdin. Binlerce, yüzbinlerce insan, bozkurtlar senin bayrağım
almış, senin gibi ayakta olmaya talip oldular. Fatih Sultan Mehmetler, Kanuni
Sultan Süleymanlar gibi hakka yürüdün. Kabrin Atatürk'ün kabrinin karşısında.
Ruhun şad olsun, kabrinde rahat uyu." Namaz sırasında avluda bekleyen ve
Çiller'in koluna giren Seval Türkeş'in ağladığı, Çiller'in de gözlerinin
dolduğu görüldü. Türkeş'in cenazesi daha sonra polisler tarafından eller
üzerinde taşınarak, tekbir sesleri arasında saat 14.00'de cenaze arabasına
konuldu. Cenaze karanfil yağmuru arasında toprağa verilmek üzere, Atatürk orman
Çiftliği Emek kavşağına doğru yola çıkarıldı. Cenaze namazı sırasında avluya
giremeyen kalabalık bir grubun antmezar yerine doğru yürüyüşe geçtiği görüldü.
Türkeş'in naaşı polis kordonu eşliğinde Meşrutiyet
Caddesi-Atatürk Bulvarı-Kızılay-Gazi Mustafa Kemal Bulvarı güzergahım takip
ederek, Atatürk Orman Çiftliği-Emek kavşağındaki mezar yerine götürüldü. Yoğun
kar yağışı altında yürüyen kortejdekiler, yaklaşık 7 kilometrelik mesafe
boyunca tekbir getirerek, "Başbuğ Türkeş" şeklinde slogan attılar. Bu
sırada bir araçtan sürekli olarak Kur'an-ı Kerim okundu. Türkeş'in eşi Seval
Türkeş de cenaze kortejine otomobilinden eşlik etti. Bulvar boyunca bazı
binalara Türk bayrağı asıldığı görüldü. Bulvar üzerinde MHP Çankaya İlçe
Başkanlığı binasından Türkeş'in cenazesini taşıyan aracın üzerine karanfiller
atıldı.
Kortejin yürüyüşü devam ederken, anıt mezar yerinde de son
hazırlıklar yapıldı. Beştepe'deki mezarlığa aileden ilk olarak Tuğrul Türkeş'in
eşi ve çocukları geldiler. Sonra devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek ile Bekir
Aksoy anıt mezar alanına ulaştı. Kortej saat 15.45'te anıt mezar alanına geldi.
Aynı anda Başbakan Yardımcısı Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener, eski
politikacılardan Osman Bölükbası da Türkeş'in kabrine geldiler. Ayrıca
Kırım-Tatar Milli Meclisi başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'da cenazeye teşrif etti.
Cenaze bulunduğu araçtan partililerce alınarak, mezar yerine
taşındı. Cenazenin anıt mezar alanının girişinden kabre getirilmesi 20 dakika
sürdü. Defin için Türkeş'in naaşını tabuttan küçük oğlu ve damadı çıkardılar.
Tuğrul Türkeş naaşı mezara indirilirken kabre girerek, babasının cenazesini
kendisi yerleştirdi. Türkeş'in eşi ve diğer çocukları da defin sırasında
mezarın başında bulundular.
mermerden
hazırlanan mezar taşında Türkeş'in doğum tarihi 1917 olarak yazılırken, ölüm
tarihi boş bırakıldı. Türkiye'nin tüm illeri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,
Kırım, Balkanlar ve Türkistan'daki Hoca Ahmet Yesevi'nin türbesinden getirilen
topraklar Türkeş'in mezarına konuldu. Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'in bir
süre önce Türkistan'a gittiğinde, Ahmet-Yesevi'nin türbesinden "lazım
olur" diye bir çuval toprak getirdiği ve bu toprağın da Türkeş'e nasip
olduğu dile getirildi. Buradaki törene Türkeş'in ailesi, Tansu Çiller, İçişleri
Bakanı Meral Akşener, Devlet Bakanları Namık Kemal Zeybek ve Bekir Aksoy,
siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri, Osman Bölükbası ile çok sayıda
vatandaş katıldı.
Yoğun Güvenlik Önlemi
Görülmemiş bir kalabalığın katıldığı Alparslan Türkeş'in
cenaze töreninde güvenliğin sağlanması için 12 bin polis görev yaptı. Bunun
yanı sıra MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları Derneği, cenazede düzenin
sağlanması için 20 bin ülkücü genci görevlendirdi. Kortejin geçeceği yerlerde 3
ayrı bomba ekibi seyyar olarak görev yaparken, 3 helikopter de havadan kontrolü
sağladı. Türkeş'in cenazesi Bayındır Tıp Merkezi'nden taşınırken, 4
kilometrelik bir kortej oluştu. Meclis önünde bekleyen büyük bir grup da
buradaki törenden sonra korteje katıldı. MHP Genel Merkezi önünde bekleyen
grupların da eklenmesiyle, cenazenin Kocatepe Camii'ne götürülüşü sırasında
kortej bir kaç kilometre daha uzadı. Kortejin geçişi sırasında Türkeş'in naaşı
etrafında 5 ayrı polis kordonu oluşturuldu. Türkeş'in cenaze törenini 8
televizyon kanalı canlı yayın yaparak izleyicilerine yansıttı.
KKTC'de Gıyabi Cenaze Namazı
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 10 Nisan Perşembe günü gıyabi cenaze namazı kılındı. Gıyabi cenaze namazı Türkeş'in doğduğu evin yakınında bulunan Selimiye Camii'ndeki öğle namazının ardından kılındı. Ayrıca Londra'da Türk-İslam Ocağı tarafından da gıyabi cenaze namazı kılındığı öğrenildi.
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 10 Nisan Perşembe günü gıyabi cenaze namazı kılındı. Gıyabi cenaze namazı Türkeş'in doğduğu evin yakınında bulunan Selimiye Camii'ndeki öğle namazının ardından kılındı. Ayrıca Londra'da Türk-İslam Ocağı tarafından da gıyabi cenaze namazı kılındığı öğrenildi.
Kosova'da Mevlit
Türkeş için Kosova'nın başkenti Priştin'de de bir tören
düzenlendi. Kosova Türk Demokratik Birliği (KTDB) tarafından düzenlenen törene
çok sayıda kişi katıldı. Törende bir konuşma yapan KTDB Genel başkanı Erhan
Köroğlu, Türkeş'in "Turan" ülküsünün Kosova Türkleri tarafından
ebediyete kadar sürdürüleceğini belirtti. Kosova Türk Demokratik Partisi Genel
Başkanı Orhan Sait de, "Türk dünyasının en büyük çınarını
kaybettiğini" ifade etti.Törenin ardından Prişüne Merkez Camii'nde Türkeş
için mevlit okutuldu
Ayrıca Selanik,
Kırcaali, Üsküp gibi Türklerin çoğunlukta olduğu Balkan illerinde lokmalar
döküldü.
Milli Doktrin 9 Işık; Alparslan Türkeş,
Kamer Yayınları; İstanbul, 1999.
Dokuz Işık; Berikan Elektronik Basım Yayım;
9 Işık; Hamle Yayınevi; İstanbul
Dokuz Işık ve Türkiye;Hamle Yayınevi;
İstanbul
Ülkücülük; Hamle Yayınevi; İstanbul,
12 Eylül Adaleti (!) : Savunma; Hamle
Yayınevi; İstanbul, 1994.
Modern Türkiye ; İstanbul.
Milliyetçilik Olayları; Berikan Elektronik
Basım Yayım.
27 Mayıs ve Gerçekler; Berikan Elektronik
Basım Yayım.
27 Mayıs, 13 Kasım, 21 Mayıs ve Gerçekler;
İstanbul, 1996.
Ahlakçılık; Berikan Elektronik Basım Yayım.
Etik (Ahlak Felsefesi), Etik.; Bunalımdan
Çıkış Yolu; Kamer Yayınları.
Bunalımdan Çıkış Yolu; Hamle Yayınevi;
İstanbul, 1996.
Dış Meselemiz; Berikan Elektronik Basım
Yayım.
İlimcilik; Berikan Elektronik Basım Yayım.
Kahramanlık Ruhu; İstanbul, 1996.
Temel Görüşler; Kamer Yayınları.
Sistemler ve Öğretiler; İstanbul, 1994.
Türkiye'nin Meseleleri; Hamle Yayınevi;
İstanbul, 1996.
Yeni Ufuklara Doğru; Kamer Yayınları.
Sistemler ve Öğretiler; İstanbul, 1995.
Gönül Seferberliğine; Kamer Yayınları; İst;
1994
KAYNAKÇA
Hulûsi Turgut, Şahinlerin Dansı,
ABC, İstanbul, 1995, s.3-14.
Arslan Tekin, Son Başbuğ, Elips
Kitap, Ankara, Haziran 2005, s.77-80.
Kenan Evren (Top.938-50) ile sınıf
arkadaşıdır. Fakat tanışıklığı yoktu. Turgut, a.e.g, s.23.
Feroz Ahmad, Modern Türkiye'nin
Oluşumu, Kaynak Yayınları, Mart 2006, s.199
Arslan Tekin, Son Başbuğ ,
Elips Kitap, Ankara, Haziran 2005, s.77-80.
http://www.mhp.org.tr/htmldocs/medya/siteler/mhp/internet_siteleri.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder