13 Şubat 2019 Çarşamba

SEÇİME DOĞRU, Abdullah Çağrı ELGÜN


SEÇİME DOĞRU
Abdullah Çağrı ELGÜN

Hâlâ niçin buradasınız?
31 Mart Yerel Seçimlere doğru giderken millette görülen manzara şöyle:
Açlık,
İşsizlik,
Pahalılık
Yoksulluk,
Güvensizlik,
Gelecek Endişesi ve Korku!..
Millet korkuyor! Millet aç! Millet işsiz! Gelecek endişesi milletin belini bükmüş. Pahalılık almış başını gitmiş. 220 kuruşluk soğan, olmuş 7.TL patates 8-9.TL Yoksulluk milletini belini bükerken, vatandaş geleceğinden endişeye kapılarak güvensizlik, gelecek endişesi, korku deryasında korkarak bağırıyor:
“Beni kim kurtaracak!..”
“Ben ne olacağım?..”

Köyler, kasabalar ve ilçeler boşalmış… Mahalleler yazlıklardaki sahil sitelerine, sokaklar Irak ve Suriye gibi savaş yaşamış, bombalanmış, kurşun yemiş yıkık dökük evlerine dönüşerek hayalet ilçe ve mahalleler oluşmuş. Buralar, inin cinin top oynadığı, başıboş kedi ve köpeklerin cenneti haline gelmiş.
Köyden şehre göç, adeta pompalanarak üretime büyük bir darbe indirilmiş. Üreten, pazarlayan, lojmanları, mahalleleri, satış mağazaları, berberi, kasabı, terzisi, Sağlık Evi, yüzme havuzları; park, bahçe, çocuk oyun alanları, kreşler, okullar ve eğlence alanları; kültür merkezleri ve spor sahalarıyla, kendi sistemini kurmuş, kendi tarlasında ürettiklerini, yine kendisi satan ve pazarlayan, yüzlerce köylünün çalıştığı, devvâsa fabrikaların, üretim merkezlerinin kapısına kilit vurulmuş…
Fabrika ve üretim Merkezlerinin içindeki her türdeki malzemeler hurdacılara satılmak üzere ora bekçilerinin de marifeti, iş birliği ile hurdacılara satılmış. Jeneratörleri bile çalınmış binlerce iş yerleri yok pahasına satılarak atıl duruma düşürülmüş, kapılarına kilit vurulmuştur…
Saman, yem, buğday, soğan, patates, canlı hayvan gibi milletin en temel ihtiyaçlarının millet eliyle üretilmemesi sebebiyle, dışarıdan ithal edilir olmuş. Tarlalar, meralar, bağ ve bahçeler viran olmuş, köylünün gözünün nuru evler ve bahçeler viraneye dönüşerek yıkık, dökük ve harap olmuş… Bu söylediklerime delil aramak isteyenler şehrin birkaç kilometre uzağındaki köylere kasabalara ve ilçelere gitsinler. Gördükleri manzaralar kendilerini şaşırtmayacaktır.

Gezdiğimiz onlarca mahallelerde durum birbirinden hiç de farklı değildir. İlçe ve köylerimizin durumu içler acısıdır. Halk giderek yoksullaşmakta, halk giderek hizmetin gitmediği üretimin durduğu, sosyal hayatın yok edildiği bölgeleri terk ederek, siğortalı olabilmek uğruna asgari ücrete talip olarak, ucube TOKİ evlerine iskana mahkum edilmiştir.
Yeni bir anlayış, yeni bir düşünce yeni projelerle ile ilçelerimiz ve mahalleleri işlenmeğe, cilalanmağa, parlatılmaya uğraşılmadığı takdirde, gelecek mutlak tehlikededir…

GEÇMİŞ, GELECEĞİMİZİ AYDINLATAN FENERLERDİR.
Vâdedilenleri tek tek hatırlayınız:
“Bizi tek başımıza iktidara getirdiğinizde terörü bitireceğiz.”
Sizi tek başınıza dört defa iktidara getirdik!..
On yedi(17) yıldır tek başınıza iktidardasınız…
Terörü bitirdiniz mi?   HAYIR!..
“Yolsuzluğa, vurguna, talana, yalana son vereceğiz.”
Sözünüzü yerine getirdiniz mi? HAYIR!
“PKK ve uzantıları ile yan yana gelmeyeceğiz, onların inlerine girecek, onları inlerine gömeceğiz!”
Ogün dahil, bugün de her gün, eskisinden daha fazla şehit veriyoruz…
Durdurabildiniz mi? HAYIR!

İşsizlik çözüm buldu mu?.. HAYIR!
Tarımı, ekonomiyi, işsizliği, yaşa takılanların meselesini, Yüksek okul mezunu polise, öğretmene, hemşireye 3600 ek göstergeyi verebildiniz mi?
 Sözleşmeli sistemini, boş gezen yüksek okul ve üniversite mezunlarının problemlerini çözebildiniz mi? HAYIR!
Peki, hâlâ niçin buradasınız?!..