8 Nisan 2020 Çarşamba

KORONA ve SONRASINDA ÖNGÖRÜLENLER, Abdullah Çağrı ELGÜN


KORONA ve SONRASINDA ÖNGÖRÜLENLER
Abdullah Çağrı ELGÜN
BELA NASIL GELDİ?
Bizde meşhur bir mısra vardır ki sanki bunun için söylenmiştir:
“Kula belâ gelmez, Hak yazmayınca;
Hak belâ vermez, kul azmayınca!..”
Kullar azdı, oğul babayı, kız anneyi, torun dedeyi tanımaz ve söz dinlemez oldu!.. İnsanlarda: Mal mülk yığma, kısa yoldan köşe dönme, çok para edinme; menfaat, makam hırsı; varlıklara haksız yere zulüm, işkence; cana kıyma ayyuka çıkıp, kullar uslanmayınca, her türdeki belâ ve musibet de insanlara musallat oldu!.. Bu virüsü ortaya çıkaranlar da hiç şüphesiz ki insanlardır. Bakınız internette onlarca fikir, onlarca teori, makale, daha önceki yıllarda çekilmiş  “ Corana Virüsünü”  kimi adıyla zikreden, onlarca filmler ortaya çıktı.
Kuran’da geçen bir âyet: “Öyle bir gün gelecek ki anne çocuğundan, baba oğlundan, çocuklar en yakınlarından kaçacak, birbirlerine beni kurtar diye bağıracaklar; fakat kimsenin kimseye yardımı ve faydası olmayacak!..” sanki bu günleri anlatıyor.
“Korona Virüsü” nün Fransa’da Pastör Entitüsü’nde üretildiği kızamık için yapılmış aşıdan yararlanıldığı, “Yarasa, Yılan veya Pangolin” den üretilip yayıldığı, 1978’lerden bu yana birçok kez “2008-2010-2012-2018-2020” insanlar üzerinde denendiği anlatılıyor. Birçok kez de mutasyona uğratıldığı ve sonunda bu hale dönüştüğü, bu virüsü elde etmek için Pateur Enstitüsü’nde çalışanların ekserisinin Çinliler olduğu ve bunu Çin’e götürüp, Çin Hükümetine verdiği ve Wuhan bölgesinde denendiği defalarca yazılıp çizildi… Sonrasında etrafa salınan bu virüs ve aşısı için aynı İlaç Şirketi tarafından resmî olarak PATENT alındığı, paten numarası, alınma tarihi, Patente Baş Vuran İlaç Şirketi ve İsminin de yazılı olduğu belgeler internette düşüp filmlerde, videolarda, makaleler şeklinde yazılıp yayınlandı.
“Matt Damon, Jude Law ve Gwyneth Paltrow (CONTAGİON FİLMİ)”, 2018 yılında ABD’de çekilmiş, “Venom Fimi”,  “Korona” anlatmakta olup: hastalığı anlatan bayan Doktorun gömleğinde “CORONİNE” yazması da çok ilgi çekicidir… Kitaplarda ve internette gözümüze ilişen: Dünyaya ilaç üretip satan bir “İlaç Şirketini” yöneten gizli güçlerin, kaynakların azalması sebebiyle nüfusu azaltmak için virüsler üreteceği, savaşlar çıkaracağından bahsedildi.  Onlarca film, makale ve yazılan kitaplarla bu “Corana” felaketine çok önceden ve yavaş yavaş alıştırılarak yayınlanması, bu yayınların birbirlerine bu kadar benzerlik göstermesi bir “Komplo Teorisi” ni ortadan kaldırarak “Gerçeğin” tam da kendisi olduğunu, göstermektedir…
“ÖLÜMCÜL DENEY” Film Serisinin 2016’daki son bölümlerden birindeki Sahnede “Corana Virüsü” nden adı ile bahsedilerek bir mesaj verildi: Dünya Isınıyor. Bu küresel ısınma sonrasında buzullar eriyecek, kuraklık ve kıtlık başlayacak ve dünya sonlanacak… Gibi tezler, varsayımlar; bilerek ve isteyerek yapılmış, bu konudaki birçok filmler, bu “Korona Virüsü” belasının bizzat insanlar tarafından üretilerek belli yaş gurubundaki insanları hedef aldığı; fakat aslında bütün insanlığı tehdit eden bu virüsün aşısının bile olmadığından bahsedildi. Bu “Corana’ nın direnci yaş itibarı ile düşmüş, bünyesi zayıf, korunma kalkanı diğerlerine göre daha az etkili: atmış (60) yaş ve üzeri insanları ortadan kaldırmaya yönelikti. Yazılan kitaplar, oynatılan filmler, bu yaş ve bu yaş üstü insanlardan kurtulmak gerekliliği üzerine kurgulanmış ve bundan tam tamına, dört yıl önce çekilmiş ve sinemalarda oynatılmış, internette gösterime çıkmıştı…
Bu filmlerde: Güya dünyanın sonunu getiren kontrol edemediğimiz nükleer güçler, insanların yaydığı olumsuz enerjileri ve düşüncelerinden yayılan frekansların yüksekliği, bunlardan yayılan kozmik enerjiler, dünyayı gereğinden fazla ısındırmıştı… Kıyametin baş göstermesi, bizi yok etmek isteyen birinci devletler, kıtlık ve savaşlar başlayacak, dünyanın yerleşim yerlerinin yüzde atmışı sular altında kalacak, kontrolsüz nüfus artışı, üretimin çok çok önüne geçecek, bu tehlikeli sulardan geçebilsek bile kaçamadığımız, çok daha kötü tehlikelerle yüzleşilecek olması… Dünyanın sonu getirecektir… Dünyanın sonu gelmeden Dünyanın sonunu biz getirelim; fakat bu son, kontrollü bir şekilde olsun dediler…
Bu proje, kontrollü kıyamette, dünyanın kaynaklarının, alt yapısının asla zarar görmeyeceği, seçilmiş kişilerin kurtarılarak, güvenli bir yerde, yeraltında sığınaklarda barındırılacağı; belli yaş gurubundakilerin, doğrudan akciğerine hücum ederek nefesini kesecek ve kalbini durduracak, yani mutlak ölüm getirecek “Korana”, özellikle bu yaşlar için bir kıyamet olacaktı… Bizim sonumuz gelmeden dünyanın sonunu getirirsek çok az bir zararla insanlığı yok olmaktan kurtarabiliriz. Önceden planlanmış bir kıyamet olmalı. Seçilmişler bu kıyamette, hiçbir zarar görmeden kurtulacak.  Bunun için gerekli bir silah: “Virüs Korona” hazırdı. Her şey bizim kontrolümüzde ve ellerimizle halledecektir… Bu ve buna benzer daha nice senaryolar… Hatta bugünlerde Kaliforniya Eyaleti’nde bu ölümlere. “5G Teknolojisinin Sebep Olduğu Gerekçesiyle” halk yürüyüşe geçti. Bütün 5G İstasyonlarını yerle bir etti yangınlar çıkarttı… CİA ve FBI ortak bir çalışma yürüterek Çinli Ajana ABD’de yardım eden Harvard Üniversitesi Kimya ve Kimyasal Biyoloji Bölümü Başkanı Prof Dr. Charles Lieber'i göz altına aldı. FBI Prof. Charles Lieber’in bütün banka hesaplarını inceledi. Virüsü burada üretip Wuhan’daki Laboratuvara gönderme suçlaması ile sanık olarak mahkemeye çıkarılmayı beklemektedir. Çin’in bu virüsü ürettiği Türkiye’de “Güneş Gazetesi” nde 05 Mayıs 2013’te Pazar günkü sayısında MANŞETTEN yani bundan yedi yıl önce verilmiştiDemek ki bu söylenenler masal değil bir Komplo Teorisi olmaktan öte tamamen gerçek olup, Çin’in dünyaya “Kimyasal ve Biyolojik” bir saldırısıdır. Gereği ne ise mutlak yapılmalıdır.
BU GELİŞMELERE KARŞI NELER YAPMALIYIZ?
Ekonomi durağanlaşacak. Tarım sekteye uğrayacak. Ekilebilir araziler hastalık yüzünden zarar görecek. Tarladaki ürünler hasat edilemeyecek. Ekilenleri toplayacak ve tüketiciye ulaştıracak eleman bulunamayacak. Tüketici zarar üstüne zarar görecek. Hayvan yetiştiricileri yem bulamayacak, malını satamayacak, borçları varsa borcunu ödeyemeyecek. Konfeksiyoncu, terzi, ayakkabıcı, çiçekçi, fotoğrafçı, gözlükçü…vb. küçük esnaf aç kalacak. Devlet gelecek günler için tedbiri elden bırakır bütün bunlara şimdiden önlem almaz ise büyük bir kıtlık baş gösterecek!...
Şunları Hemen Bugün Yapacağız:
Ülkemizin ekilebilir arazisinin tamamı, sulu veya kurak, bir karış yer kalmamak üzere ekilmelidir. Hayvancılık geliştireceğiz. Dışarıya ihraç ettiğimiz mallara bu müddet zarfında kota koyacağız. İhracatı bir müddet bir miktarını donduracağız. Her türdeki sebze, meyve, çay, şeker, tahıl, …vb. ekerek çoğaltacağız. Bu işlere gereğinden çok daha fazla önemseyerek tedbirler alınmalıyız.
  “Korana Virüs” tehlikesi boyunca, Evlerimizde kalacağız; fakat her türdeki tarım araziler, bağ, bahçemizi ekmekten geri durmayacağız. Kısaca tarım ile ilgili her türdeki tedbiri alacağız. Ne zaman biteceği belli olmayan bu “Korana Virüs” belâsına gelecek gün, ay ve yıllar için tedbirler alçağız.
Virüs Araştırma, aşı geliştirme ve her türdeki hastalıktan korunmak maksatlı yeni bir Enstitü kurmalıyız. Yıllardır, verimli bir şekilde çalışan “HIFZISIHA ENSTİTÜLERİMİZ HANGİ GERKÇE İLE KAPATILMIŞSA bunları yeniden faaliyete geçireceğiz. Devlette çalışacak Sağlık personeli sayısını, diğer zamanlar boş oturuyor olsa bile hazır ve aktif halde tutacağız. Sayılarını mutlaka çoğaltacağız. Bugün eksikliğinin yaşandığı ve atamalarının yapılmayarak atıl hale getirilen sağlık personeline ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu çok daha iyi kavradık… 
Virüsten korunmanın yollarından birisi de virüsün en yaygın olduğu tek merkeze odaklanmak ve virüsün en yoğun olduğu bölgeyi karantinaya almaktır.
Çin, Wuhan’da bunu yaptı. Güney Kore, Singapur, Senegal, Viyetnam bunları uyguladı. Biz de bu tecrübelerden yararlanarak daha iyisini yapmak mecburiyetindeyiz…
Hükümetlerce bilgilendirmeler, çok çok gereklidir. Vatandaş bilirse kendisini korumak için tedbir alacaktır. Bilgi en büyük güçtür…Vatandaşı bu bilgi ve bilgilendirmekten mahrum bırakmamalıyız.
BİRAZ İYİMSER BAKARSAK:
Dünya, daha önce de böyle birçok badireler atlatmıştır. Bunu da atlatacaktır. Teknolojinin tavan yaptığı bu devirde, “Corana Virüsü” nün daha kısa zamanda durdurulabileceğini düşünüyorum. İstiyoruz ki bu "Korana Virüsü Krizi" en az zayiatla, daha çabuk atlatabilsin. Sıtma, Verem, Tifo, Veba, Aids, Yanardağ Patlamaları Tusunami, Deniz kabarmalarından sonra insanlık bunu da atlatacaktır. Çokça bir değişiklik olmayacaktır.
“Kara Ölüm” adı da verilen Veba’dan 1346-1353 yılları arasında İtalyanlar’ın Avrupa’ya bulaştırdığı bu salgından Avrupalıların üçte biri, dünyada ise 100 milyon insan ölmüştü…
Tifo Hastalığından, Meksika’da 1545-1551 Yıllarında Aztekler arasında 7-17 Milyon arasında insan öldü. Tifo Hastalığından dünyada 21.7 Milyon insan ölüyor;
“İspanyol Virüsü” 1918’de nyayı kasıp kavuruyor: ABD’de 675.000 Kişi; Fransa’da 400.000 Kişi; İngiltere’de 250.000 Kişi, Osmanlının son zamanları, Savaşlar ve kıtlık olmasına rağmen 10.000 Kişi’de Osmanlı’da ölüyor. Bu Vatan için Çanakkale’de ölen 250.000 Kişiye denktir. Onların bir amaçları vardı vatanı kurtarmak. Onun için canlarını dişine takıp Şehadet şerbetin içtiler; fakat bu hastalık insanları pisi pisine yok ediyor…
 2004’te Tifoya yakalananların sayısı 24.000 kişiydi…
Endonezya’da yaşanan “deprem” üç yıl insanların kendine gelememesine sebep oldu. Avrupa’da iklimi değiştirdi… Erzincan Depremi, Ege Depremi ve şimdi de İstanbul!.. Şehirleri taşımak, oradan uzaklaşmak için çok beklemeğe gerek yoktur… Buralar tamamen ağaçlandırılarak yeşillendirilmeli ve nostaljik eserler hariç yıkılarak İstanbul boşaltılarak başka yere taşınmalıdır.
Bu kriz ve sonrasında, teknoloji ve üretimlerde denetimler son derece artacak. Toplumun sağlığına odaklanan kanunlar çıkarılacak. Kimsenin kimseyi anlatmasına fırsat verilmemelidir.
Yeni teknolojilerle insanların her şeyleri kontrol altında tutulacak, bağımsızlıkmış, hürriyetmiş tarih olacak. İnsanlara belki de bileklerinden ense köklerine veya avuç işlerine cip takılacak!.. Zihin kontrolü dahil her şeylerimiz denetim altında ve bilgi bankalarında bulunacaktır. Bütün bunlar Toplum Sağlığı adına yapılacak. İnsan denetim altında bulunacaktır.
Gençler ve bütün toplum daha yaratıcı ve kendine güvenen bireyler olarak yeniden organize olacaktır...
SONUÇTA NELER OLABİLİR:
Yapay zekâ ve robotlar fabrikalarımızda görev alabilecekler
Tepkiler neticesinde rejim değişiklilerine gidilebilir.
Alışveriş Merkezleri bir Kültür Merkezleri gibi çalışmaya başlayabilir.
Toplumlar çözülerek aile bağları kopabilir.
Korona kimi topluluklarda, dini inançları da zayıflatacaktır.
Kendine göre İslâm Anlayışı olan “Dinci İdeoloji” insanların dinî duygularına yönelerek “Rant” elde etme, para kazanma, bu kırizi “FIRSAT” a çevirme peşinde olan: Tarikatların, Tekkelerin, Cemaatlerin, Şeyhlerin, Şıhların, Pîrlerin ve hatta Hükümetlerin bu işten para kazanan, on binlerce insanın ekmeği kaybolacaktır; çünkü yüzbinlerce Müslüman Devletlerin Camilerinde sala veriliyor, Müftüleri bu musibetten kurtulmak için beş vakitlerin dışında da dua ve niyazda bulunuyorlar; fakat anında çare bulmak mümkün gözükmüyor… Çekilmekte olan, çekilen ve çekilecek çileye, yaşanacak bir musibete, hiçbir Veli, Veliullah; Eren; Evliyâ, Evliyâullâh; Pîr, Seyyit; hastalara, çocuğu olmayanlara, evlenemeyen bekarlara Muska yazan Hacılar, Hocalar, üç beş kez Kabe’yi ziyaret etmiş olanlar, “Corana Virüsü” adlı belâyı ne önceden görebiliyor ne de çare olabiliyorlar!..  Dini Siyasette Kullanan “Siyasal İslâmcı” Anlayış: “Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi” yardım kampanyaları “Devlet içinde Devlet” olmuyor; fakat Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ve CHP’nin diğer on bir (11) Büyükşehir Belediyelerinin yaptığı  “Yardım Kampanyaları”  nasıl oluyorsa “Devlet içinde Devlet” olabiliyor!?.
Dünya Devletlerinde Yönetim ile Bilim Dünyası arasında çelişkiler sürüyor. Korana Virüsü’nü er geç yeneceğiz; fakat ne kadar sürecek bilemeyiz… Bugünden tedbirler almak virüsten kurtulmak kadar önemli ve elzemdir…
Hz Yusuf: Firavun’un gördüğü bir rüyayı yorumlarken: “Yedi yıl kıtlık olacak ona göre hazırlık yapılmalı.”  demişti de tedbir alarak kurtulmuşlardı. Şimdi bu örnekle: Kıtlıklara, yokluklara, kırizlere, iflaslara, fabrika kapamalara, sektörlerde durmaya, şimdiden hazırlıklı olmak ve gereğini hemen şimdi bugünden yapmak mecburiyeti vardır.