DÜNYA LİDERLİĞİ ve AYAKLARIMIZA
TAKILANLAR: Abdullah Çağrı ELGÜN
Devlet nerede diye feryat edenlere,
soranlar… Kumpas kuruluyor, savcı ve yargıç yolu açılıyor diye bangır bangır bağıranlar…
Ülkenin en yetkilileri en yetkililerine, ağza alınmayacak sözler, hatta
hakaretler yağdırıyor!.. Muhalefet
partilerinin bölünüp parçalanması senaryoları, ufak partilerin isimlerinin ve
esamelerinin silinip, ortadan kaldırılması senaryoları… Paralel yapının "İnlerine
girilerek" hanelerinin başlarına yıkılarak dünyanın onlar için dar
edilmesi... Bu senaryolar başlığında, ezici bir çoğunlukla, yeniden tek başına
iktidara sahip olmak isteği, taraftarları kendinden geçiriyor…
Ülkenin bir tarafında yangın var, yürekler
paramparça olup analar kan ağlayıp kan kusarken, diğer tarafta ötekileşmiş halk ve taraftarlar: "Seni başkan
yaptıracağız. Sonra da bunların hepsi buralardan çekip gidecekler?!." Heyecanlı
sözleri, çığlıkları yükselirken bu başkanlık: “Partili Başkanlık mı olacak, Partisiz
Başkan mı olacak?” Derken yeni başbakan sayın Binali YILDIRIM ile “Partili Başkanlık?!..” başkanlığa
henüz geçmeden resmiyet kazandı.
Taraftarların ve basındaki
propaganda sözlerin başında söylenen en olumlu söz “İlk defa halkın seçtiği Cumhurbaşkanı”… Peki bu doğru mu?!. Kenan EVREN’i kim seçti? Halk seçmedi
mi? Bunlar da istese
kesin olarak başkan olamazlar mıydı? Bunların önünde bir engel mi vardı? Niçin
Başkan olmadılar? Büyük heyecanla ve dolu dizgin “Başkanlık” a doğru gidiyoruz.
Hayırlı olsun! “BAŞKANLIK” İSTİYORUZ!...
Ülke Cumhurbaşkanını, “Başkan” yaparlarsa, kan
akmayacak, ülke Cumhurbaşkanını “Partili
Cumhurbaşkanı” yaparsa, gözyaşı bitecek.
Millet mesut ve refah içinde yaşamaya başlayacak. Kargaşa ve memleketimizdeki
savaş bitecek. İnsanlımız ayrışmayacak, ülkemizde devri saadet başlayacak, ne
mutlu! Hepimiz Cumhurbaşkanının “Başkan”
olmasını istiyoruz!.. Eğer böyle olmakla BARIŞ olacaksa, bu her kim olursa olsun getiriniz... Partili Başkan, Partisiz Başkan, Bağımsız
veya Bağımlı, Tek Adam veya Diktatör her kim olursa olsun, Başkanı seçelim. Şu çığırtkanlıklar çığlıklar bitsin. Kan dursun. Göz yaşları akmasın. On bir milyonu işsiz
ülkemiz insanı, ve dahi Mülteciler mutluluğa kavuşsun. Suriyeli, Iraklı,
Libyalı, Mısırlı,..vb. Müslüman kardeşlerimiz de ev bark iş ve güvence bulsun. Milletimiz
ve dünya savaşsız huzur ve refaha ersin. Yetti artık! “Başkanlık”
istiyoruz!...
"Partili Cumhurbaşkanı", "Partili Başkan" olunca bu
kaos bitecek mi?.. Asla! Bir de
bu coğrafya çok çetin!.. Çok doğru. Daha önce çetin değil miydi?.. Şimdi mi aklımıza
geldi? 24 milyon kilometre kara büyüklüğündeki topraklardan çekile çekile 780 bin kilometre kareye kadar gelmişiz…
Bizi bu hale hangi nasıl bir düşünce getirdi? Biz daha ne kadar çekileceğiz? Bu
kargaşa bu göz yaşı bu kan neden?..Daha ne kadar vurulacağız ?.. Bizim ilk meselemiz
Başkanlık(!) Öyleyse: “Başkanlık”
istiyoruz!...
Helikopterimiz Rus yapısı bir füze ile PKK’lılar tarafından
düşürülüyor? PKK’nın elinde bu silahtan atmış tane olduğu söyleniyor. Hep
vuruluyoruz. Çözüm Başkanlık(!) Öyleyse: “Başkanlık”
istiyoruz!...
Bütün bunların sorumlusu, halk mı muhalefet mi yoksa on beş yıldır büyük
bir yetki ile halk desteğini arkalarına almış ve her seçimde tek başına iktidarı
ellerine geçirmiş, bizi şuan idare edenler değil midir?... Bunlar sessini yükseltip bangır bangır bağırırken: “Seni başkan yaptıracağız!..”, “Seni başkan yaptıracağız!..” madem bu
kadar isteniyor ve taraftar var, biz de diyoruz herkes duysun ve bilsin ki: “Başkanlık” istiyoruz!.. Seni başkan yaptıracağız(!..)
PKK, PYD ve ÖZGÜR KÜRDİSTAN
Güneydoğu’da halka kamyonlar
üzerinden herkesin gözü önünde kaleşnikof silahlar dağıtılıyor. Polis ve
güvenlik güçleri, bunlara müdahale etmek istiyor; fakat yetkililer bu
müdahaleyi durduruyor.
PKK şehirde Trafik kontrolü yapıyor
Vergi topluyor.
Yerel yönetimler ilan ediyor,
Şehir ve sokak isimlerini ve yol
levhalarını değiştiriyor?
Eş başkanlıklar kuruyor.
Teröristler: yol kesiyor, kimlik
soruyor, devletin askerini, öğretmenini, polis ve doktorunu dağa kaldırım mahkeme kurup
yargılayabiliyor; ve sonucunda infaz ediyor...
Devlet, halkın kesinlikle karşı olduğu bu teröristlere, halka rağmen, müdahale
etmeme, bu olan bitenleri üç yıl boyunca seyretme kararı alıyor!.. Bu nasıl bir
anlayış, nasıl bir sorumluluk ve nasıl bir politika ki teröristler şimartılıyor, böylece bir hak ve
statü kazanıyor?.. Sonra da orada ikamet eden vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlayamadığı için bulundukları bölgelerden
taşınması için tebliğ çıkarıyor, ve bu memurları izinli
sayıyor?!..
Valilere, komutanlara,
kaymakamlıklara bunun ile ilgili kararlar, emirler gönderiyor... Bunların
bulundukları belde, köy, ilçe ve şehirlerde organize olmalarına, hendek
kazmalarına, yolları kazıyıp mayın döşedikten sonra, belediye eliyle kazılan
yolların asfaltlanmalarını seyrediyor?!. Sessiz kalıyor, göz yumuyor. Bu durumdan şikayetçi olan yöre esnafının ve
halkının sözlerine kulak tıkıyor… İdareci
ve memurları ya görevden alıyor veya bunları Teröristler ile Güvenlik güçleri
arasında "kendi başlarının çaresine bakmak üzere" üç yıl boyunca terk ediyor.
Üç yılın sonunda da birden bire
gazaba gelip: “Teröristlere kan
kusturacağız. Silahlar gömülünceye kadar operasyonlar devam edecek.”
deniyor... Bunlar silahları evelere sokarken kamyonlar üzerinde dağıtırken neredeydiniz?..
Ülke kaynakları yatırımlara harcanacak iken teröristlerin yıkıp
yaktığı ve tahrip ettiği yollar, okullar, Camiler ve resmî binaların onarılması
veya yeni baştan yapımı, şehirler ve onların tazminatlarına aktarılırken bu
tahribatlar yapılırken seyreden, ettiren ve müdahale ettirmemek için emir
çıkaran sorumlular, sadece şikayetçi olmak
ve verilen emirleri yerine getirdiklerini, hata yaptıklarını yanıldıklarını
söylemekle yetiniyorlar!.. Peki yanıldınız ANLADIK(!) Bir gün iki gün üç gün üç ay!.. Üç yıl boyunca yanılmak bin doksan beş(1.095 gün) baka durmak, seyretmek, yanılmak!.. Gaflet, dalalet değil ise tam bir ihanettir.
Bu yetkililerden bu
harap ve heba olan bu yapıların, şehirlerin parası yedi sülalesinden tanzim
edilmeli dökülen kanın bedeli alınmalıdir…
“ PKK, PYD ve sol terör örgütleri, 20 Mart'ta Türkiye'yi kan
gölüne çevirecek büyük bir kalkışmaya hazırlanıyor. Plana göre, DHKP-C ve MLKP 11 Mart'ta sansasyonel eylemler yapacak. 20 Mart'ta
ise Kandil'in talimatıyla 11 bin PKK'lı Yüksekova'yı kurtarılmış bölge ilan edecek. Suriye'den gelecek sekiz
bin PYD'li ise Türkiye'deki güvenlik noktalarına saldıracak.
2015 yılı Ocak ayı içerisinde Kandil'de toplanan KCK Yürütme Konseyi'nde,
kalkışmanın Hakkari Yüksekova'da başlamasına karar verildi. Örgüt daha sonra
Bingöl, Muş, Ağrı, Van, Ardahan, Kars, Erzurum Kırsalı ve İstanbul Gazi
Mahallesinde büyük çaplı ayaklanma başlatarak kurtarılmış bölgeler modelini
uygulamaya koyacak. PKK tarafından öncelikle Hakkari Yüksekova'ya ilk örgüt
bayrağının dikilmesi ardından Muş-Varto, Ağrı-Diyadin, Bingöl-Karlıova ve
Erzurum-Tekman ilçelerinin ele geçirilmesi planlanıyor. Türkiye'de büyük
şehirleri kan gölüne çevirmek isteyen sol terör örgütlere silah ve cephane
desteği Suriye istihbarat birimi El Muhaberat tarafından temin edildi. Aralık
ayından buyana Kesep hattından önemli oranda silah ve cephane sevkiyatı
gerçekleştirildi. (http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/03/09/20-mart-talimati)
Terörden olumsuz etkilenen 21 ilde bu yılın 10 ayında 11 bin 354 esnaf
kapısına kilit vurdu, kapanan şirket sayısı 1.549'a ulaştı.” Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis,
Diyarbakır, Elağzı, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Hahkâri, Kars, Kilis,
Malatya, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Van olmak üzere TESK ve TOBB'da
kayıtlı çok daha fazla sayıdaki iş yerinin kapandığı ise su götürmez bir
gerçektir.
(http://www.dogrulukpayi.com/beyanat/567ba8e230946?gclid=CP_lrJLVjs0CFYHVcgod3iUILg)
Bu ilerleyen sürede Barzani: "Özgür Kürdistan için, Kasım ayı içinde
oylama yapacağız." ABD: PYD bizim sağ kolumuzdur, onun desteğinde
Suriye'de operasyonlara devam edeceğiz. Rusya: "Esat bizim dostumuzdur,
onun yanında olacağız..." derken iki arada bir derede poitikasız bir
politika ile karşı karşıya bulunuyoruz.
İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ DURUM ve GÜZELLİKLER
Hükümet bütün bu kötü diye
bildiğimiz kusurları nasıl örtüyor? Müthiş yaptıkları iyi işler ve etkin ve geniş
propagandalarla halka ulaşarak…
Yollar, boğazda yapılan dev
köprüler, otobanlar, geniş tüneller, devasa hava alanları…
Millî otomobil fabrikası, Askeri
Tank, Askeri Helikopter, Mevziyi doksan
derecelik açı ile görebilen silahlar…
İç bölgelerde bulunan dev şehirler, Marketler, devvasa formlar, AVMler, park ve bahççeler, millî ve manevî değerlere verilen önem ve kutlamalar, tiyatrolar, büyük
şehirlerin belediyelerince düzenlenen etkinlikler (Kutlu Doğum Haftası, 29
Mayıs İstanbul’un Fetih Yıl Dönümü Kutlamaları), halk oyunları, tiyatrolar. Halk ve belediye fırınları... Belediye koroları ve tiyatro toplulukları, kurslar, sanata ve sanatçıya açılan kapılar
ve kısaca sosyal etkinlikler ile halkın
nabzını diri ve canlı tutma. Muhtarlara kadar inerek, halkın istek ve
arzularını belirleme ve kendi arzu ve istekleri ile halkın arzularını
birleştirme proje ve eylemleri. …
GERÇEKLEŞMEYEN HAK ve HAKKANİYET
Muhalefet iktidara soruyor. İktidar soru
soranlar hakkında soruşturma açıyor. Açıklama yapanları hapse atıyor.
Türkiye’de on bir milyonun üzerinde işsiz var. Zenginlerle fakirler arasındaki
uçurum iyice açılmış. Zengin gittikçe zenginleşirken fakir de iyice
fakirleşiyor. İşçi ve Memur maaşlarında bir türlü denge kurulamadı?
Bölgemizde PKK terörü gençlerimizi şehit etmeğe, halkımızın
can mal ve güvenliğini tehdit etmeğe devam ediyor. Doğuda bir savaş var.
Komşularımız ile irtibatımız kopmuş, sınırlarımızda durmadan akın akın mülteci
geliyor. Savaşın olduğu bölgelerde çığlıklar hat safhada, “Bizi kurtarın!” çığlıkları gazetelerin manşetlerine konu oluyor. Ülke
insanları gergin. Başbakan altı ayını doldurmadan yerine yenileri tayin
ediliyor.
Bu coğrafya çok çetin! Bu coğrafya nedametli! Bu coğrafya stratejik… Çok
doğru. Yedi bin yıl önce de yedi yüz yıl
önce de bu topraklarda bizler vardık… Bu topraklarda biz hâlâ varız…
Bugün 93. Yılını dolduran Cumhuriyet mutluluğu yakalayamıyor, halkı gerginliklerden
gerginliklere yol alırken, hükümetlerin zenginleştirdiği bir avuç mutlu azınlık
haricinde, ülke insanları bir birine düşman gibi bakar olmuşsa huzur
bulamıyorsa, kesinle söylenebilir ki bu iyi yönetim eksikliğindendir. Osmanlıyı
yönetenler bu coğrafyada yedi yüzyıldan fazla kaldılar. Biz torunlar hâlâ
buradayız. İlelebet ve kıyamete kadar da burada kalacağız; fakat iyi yönetim
şart…
OPERASYONLAR ve TÜRKİYE
İŞİD’e karşı düzenlenen Rakka
Operasyonu İŞİD’in kalbi denilebilecek bu bölgeyi İŞİD’den tahliye amacıyla
yapılıyor. Suriye’nin en büyük beşinci kenti olan Rakka Suriye Kürtleri PYD’nin
desteği ile gerçekleştirilmek isteniyor. ABD’nin havadan ve karadan özel birlikleri
ile desteklediği bu operasyon sonrası boşalan bu yere kim oturacak?
Kürtler mi? Eğer öyle olursa buna Araplar razı olacaklar mı?.. Eğer öyle olursa
Kürt koridoru ile kapatılmış olan bu bölgelerin Türkiye’nin Müslüman Arap
dünyasına açılması engellenerek Türkiye sınırlarına hapsedilmek isteniyor
demektir.
ABD ve Rusya Suriye konusunda birlikte
hareket ediyorlar. İŞİD’in sahiplendiği Rakka’nın kolay temizleneceği
anlaşılıyor…
Türkiye NATO üzerinden bu hareketi
bastırmak isteyebilir. Rusya’dan gelen destekle PKK’nın Türk helikopterini
düşürdüğü şüpheleri artırmaktadır. ABD Rusya’nın bu yaptıklarına göz
yumuyorsa birlikte yapılan önemli antlaşmalar var demektir. ABD Pasifik’te
vurulduğu için ÇİN’i kontrol etmek ve kendi kıtasında hapsetmek
istemektedir. Bu sebeple Rusya’nın şimdilik yaptıklarına ses çıkarmamakla
Türkiye’nin de kendi sınırlarına hapsedilmesi istenmektedir.
Obama’nın Japonya ziyareti Çin’e
karşı Japonya’yı güçlendirme stratejisine bağlanabilir. ABD Orta doğuyu kontrol
edebilirse Çin’i bağlayabilir. Bunun için Çin de Basra- Bağdat(ABD)
ittifakına önem vermektedir.
İŞİD 40-45 km gelip yerleşmiş
şehirlerimize bomba yağdırıyor; her gün birkaç vatandaşımız ve bölge zarar
görüyor; ve fakat mevcut hükümet buna ses çıkarmıyor?.. Neden Rusya ile
gerilimi tırmandırtmayalım. Rusya ne der? Diye düşünüyor olmalı?.. Bu arada ABD
İŞİD’i resmen destekleyip Fırat’ın batısını da tamamen eline geçirmek istiyor.
Arap dünyası ile ilişkilerimiz tamamen kesilecek hale gelirken hükümetin
politikalarındaki belirsizlik sürüyor…
Kürt tanımı, Suriye’yi de katarak tanımlamaktadır. Kısaca Suriye içindeki PYD
nin desteklendiği Kürtler… İngiltere’nin organizatörlüğünde ABD, Rusya,
Almanya, Fransa ve İsrail grubunun gizliden ve açıktan Türkiye’yi kendi
çadırına hapsedilerek hem Arap Dünyası ile hem de Türk Dünyası ile
bağlantıların tamamen koparılması politikaları yürürlüğe sokulmuş durumda…
KURULTAY DEVLET BAHÇELİ ve
MUHALİFLER
MHP’de, Sn Devlet Bahçeli’nin koltuğa yapışarak gitmemek için bu kadar
direnmesi akla bir çok şüpheleri de beraberinde getiriyor.
Aradan
geçen on yedi seçim ve Dr. Sn. Bahçeli'nin göreve başlayışının yaklaşık 20.
yılı!?. Ey sayın Başkan! Sayın Bahçeli! Kongre
için alınan bu karar, niçin bu kadar gecikti? Niçin bu kadar kalabalıkların sesine kulak tıkıyor ve ülküdaşlarını
saf dışı edebilmek için disiplin olayları ve ihraç işlemlerine başvurmaktasın?
Bırakın herkes yarışsın… Bırakın herkes bu partide var olduğunun bilincine
varsın… Niçin yarışmamak için bu kadar direnip, şimdi kongre tarihi
belirlemektesiniz? Bu kadar direnmek niye?..
Geçirdiğin
hangi seçimde, partini tek başına iktidar yaptın? Yaklaşık 80 milyon insanın
vebali omuzlarında ağır bir yüktür... Bunu nasıl kaldıracaksınız?..
Size
buradan defalarca yazılan yazıları hiç mi okumuyorsunuz?.. Bizzat
gönderdiğimiz makalelere de mi bakmak lüzumu hissetmiyorsunuz? Hep gerilerde,
hep tökezlemekte hep iktidar dışı kalmak, size utanç vermiyor mu? Yoksa MHP'yi
iktidar dışı bırakmak için mi orada
kalma ihtirasınız?..
Sayın Meral Paralelci, Sn. Ümit ÖZDAĞ asi, Sn. Sinan OĞAN
disiplinsiz, Sn. Koray AYDIN bozguncu... Diğer adaylar da hain olmalı… Size
muhalif olan, hemen herkesin bir kusuru var… Peki bu güne kadar size oy verenler
kimler? Onların da aklından zoru olmalı?.. Kesin olarak onlara da bir isim
bulacaksınızdır.
Lütfen bir iyilik yapın da bu
seçimde aday olmayınız. Bu parti kendi kaderini kendisi seçsin. Dünya
liderliğine soyunurken ayaklarımıza takılanları ortadan kaldıralım...Saygı ve
selamlar... ( 5 Haziran 2016, Pazar)
KAYNAKLAR
1) http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/03/09/20-mart-talimati
2)http://www.dogrulukpayi.com/beyanat/567ba8e230946?gclid=CP_lrJLVjs0CFYHVcgod3iUILg
4) https://www.google.com.tr/search?q=Devlet+Bah%C3%A7eli+K%C3%BCrs%C3%BCde+sesleniyor%3F&espv=2&biw=1242&bih=606&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwj2-rqcvJDNAhXH7RQKHSq-DV4Q_AUIBygC
5) http://www.dunyabulteni.net/haber/306119/halk-tarafindan-secilen-ilk-cumhurbaskani-kenan-evrenmis
1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder