“TASARRUF mu, ISRAFI ÖNLEMEK mi?,,”
Abdullah Çağrı ELGÜN
“Tasarrruf”
Türkçe sözlükte, biriktirme, bir kenara para koyma demektir!.. “İsraf”
ise: Bir kaynağın veya malzemenin gereksiz yere harcanması, boşa gitmesidir…
İşte tam da bu sebeple “Tasarruf Paketi” nin adı, “İsrafı Önleme Paketi”
olması gerekirdi…
Cumhurbaşkanı
Erdoğan samimi ve gerçekten israfı önlemek istiyorsa, önce
kendisinden başlaması gerekirdi. Yoksa halkın üç kuruşluk ekmeğine, asgari
ücretlinin açlık ile boğuşmakta olan, on bin liralık gelirine, bebeğine süt
alamayan annenin ekmeğine, geçim standartlarının altında çalışan ücretlilerin
lojmanına, servislerine, öğle yemeklerine göz dikmemesi gerekirdi…
Sn.
Cumhurbaşkanı eğer gerçekten israfı önlemek istiyorsanız, önce kendinizden
başlayınız. Sonra ihale verdiğiniz Şirketlerden, Gelir Garantili emtiyadan, en
son da ihtiyaç kalacağını sanmam; fakat en sonra da vatandaştan…
AKP’nin,
ilk dört yıl içinde yaptıkları doğrular gibi geriye doğru ve yeniden Hakk’a
döndüğünüz anlaşılsın. Yeniden bir ruh ve kan kazanınız.
Halkı gönlünden öyle bir yakalayın ki sizi, bir daha sevme ve yeniden size
doğru bakabilmelerine imkân olsun!..
Meselâ:
1150 odalı Saray’dan çıkıp, Süleyman DEMİREL gibi halkın içinde Çankaya’da bir
sokaktaki kiralık bir daireye yerleşiniz.
Atatürk
Orman Çiftliği üzerine oturtulmuş, 1150 odalı Sarayı,
İlim ve Araştırma Merkezi olarak Dünyanın bütün Akademisyenlerinin,
Bilim Adamlarının Araştırma ve Bilim Üretme Merkezi yapınız.
Motosikletli
Korumalar, Kurşun Geçirmez Arabalar ve Koruma Ordusu Konvoylarını itibardan
tasarruf ederek kaldırınız.
Böylelikle
Sarayın günlük masrafı: 34 Milyon 119 bin Türk Lirası, aylık 1 Milyar
23 milyon Türk Lirası, yıllık ise: 12 Milyar 283 Milyon Türk
Lirasını, şahsî olarak israf etmekten kurtaracaksınız…
Bürokrat
ve Siyasîlere çoklu maaş sistemi adaletsizliğinden derhal vaz geçiniz!
Diyanetin
eline teslim edilmiş olan tüyü bitmedik yetimlerin parasıyla alınmış milyonluk zırhlı
araçların yerine, yerli ve daha tasarruflu araçlar olsun. Diyanetin bütçesini diyanetin
kendi imkanlarıyla Camilere gelenler ve hayırseverlerin kuracağı “Diyanet
Vakfından” karşılasın. Böylece bu yükten kurtulan hükümete: 91.8 Milyar
Türk Lirası kaynak hazır...
Din
ve devlet işleri birbirlerine karıştırılmadan, Cemaat ve Tarikatlar ellerini, Okullardan,
Yurtlardan ve Öğrenci Evlerinden ve halkın üzerinden çeksin. Cemaat ve Tarikat
Yurtları ve Evleri kapatılsın. Yerine Devlet Parasız Yatılı Bölge Okulları
ve Mesleki Liseleri, Polis ve Askerî Okullar tekraren kurulsun.
Buradan çıkanlar eskiden olduğu gibi vatanın birçok yerinde mezun olur olmaz görev
alışınlar.
Devlet Sosyal Devlet
olduğunu Avrupa’nın en gözde ülkelerinden daha demokrat ve daha sosyal olduğunu
örnek bir ülke olarak göstersin. Hiçbir
vatandaşımız, yarın ne yiyeceğim, ekmeğim olacak mı, karnım doyacak mı diye
düşünmesin. Çocuklarımız ve gençlerimiz geleceğe güvenle bakabilecekleri en gözde,
refah ve mutlu birinci sıralarda yer alan Avrupa ülkesi gibi “Sosyal
Güvenceye” kavuşsun. Halk, gözlerini uykulardan açıp, kendine gelip: “Ne
oluyor iktidara?” diye baksın!.. Herkes hayretler içinde gözleri açık kalsın!..
Kamu
ve Özel İş Birliği Projelerin, Geliri, Döviz Garantili Şirketlere Ödenen
Desteklemeler, sadece bu neslin değil, gelecek bir, iki
neslin de ödeyeceği DOLAR ve AVRO’yu bırakarak, Türk Lirasına çeviriniz…
7 Temmuz 2022 yılındaki Sayıştay Raporuna göre: Bu anlamsız ve “verimsiz”,
ülkemizin belini kıran faiz ödemeleri 2024 yılı itibariyle artarak ayyuka
çıkan gider; 153 Milyar Doları, bıçak gibi kesiniz!..
Üniversiteler,
Sayıştay, Danıştay, TUİK, BDDK, SPK, Merkez Bankası, TRT, Anadolu Ajansı, TRT, …tek
bir adamın emir ve direktiflerine amade kılınmış ne varsa bağımsızlaştırınız.
Herkes kendi işini yapsın. Özgürce düşünüp özgürce kararlar vererek nefes
alsın, bağımsız kalsın… Hiçbir Atama Devlet Memuru, Öğretmen, Öğretim Görevlisi
elemanını kendi kurumu kendi belirlediği kriterler içinde kendisi seçsin. Siyasîler
kurumların tamamından ellerini çeksinler. Dindar nesil yetiştireceğiz
inadından kesinlikle vaz geçiniz… Dünkü AKP iktidara gelmeden ve Siyasî İslamcılar
insanlarımıza el atmadan önce, bugün sizin 35-40 yıldır yetiştirmeğe
çalıştığınız nesilden daha samimi dindardı Allah’tan korkar, adalete inanır,
insan haklarına ve vicdana saygılı ve daha doğru bir nesildi…
Siz
geldiniz ceketli kravatlı, uzun ve kısa düzgün giyimli bay bayan ne ildiği
belli olan, disiplinli devlet memurları gitti. Sakal geldi, sarık geldi, Cübbe
geldi, Şalvar geldi… Öğretim Görevlileri Rektörler dahi sakal bırakıp, üç el tesbih
ve cübbe ile dolaşır oldular. Neredeyse her 300 metreye bir Cami, Mescit geldi.
Yanına bir de Kuran Kursları, onların Lojmanları geldi.
Ne
oldu?..
Genel
evleri kapatıldı, zina serbest kaldı… Tekelde içkiler pahalandı iş piyasada serbest
rakı yapanlara ve her 100 metrede “Gece Nöbetçisi Tütüncü” lere kaldı. Afyon, esrar,
eroin, bonzai, tiner içenlerin sayısı 2002-2024’ Emniyet Genel
Müdürlüğünün Narkotik Suçlarla Mücadele Raporuna Göre: Türkiye’de
(15-64) yaş aralığında her on yedi (17) kişiden birinin uyuşturucu
kullandığı belirlendi!.. Türkiye’de “Esrar Kullanımında” yaşam
boyu yaygınlığın yetişkinlerin %22si olduğu, bu oranın Türkiye’de
yaklaşık 74 milyon kişiye karşılık geldiği belirtilmektedir.
Bu
oranlar KAKOİN için %3.9 ile (13 Milyon Kişi); EKSTAZİ için % 3.1 ile (10
Milyon Kişi); AFTAMİNLER için ise % 3.5 (12 Milyon Kişi) olarak belirtiliyor…
Sonrasında:
Ahlâk
bitti! Haya bitti! Utanma bitti!.. Fuhuş sokaklara, parkalar, bir artı bir ve apart dairelere, evlere, okullar yurtlara
taşındı.
Eğitim
bitti! Öğretim Bitti! Üniversiteler Bitti! Hak Biti, Hukuk bitti! Adalet
Bitti!.. Demokrasi Bitti! Büyükşehirler özellikle de Ankara’nın sokakları akşamları
saat 16.00 sonrasında, eskort kızların eş cinsellerin, kart ve telefonlarıyla
dolup taştı. Belediye çöpçüleri temizlemekten bıktı… Onlar, dağıtmaktan
bıkmadılar… Türk ve İslâm Kültürü bitti! Örf, âdet gelenek bitti! Sevgi ve
Saygı küsüp gitti!..
Bırakınız
okulların yakasını. Din adamı görevlendirmelerini. Okullara din adamı, Tarikat
ve Cemaatlerden adam atamayı... Onlar da kendi işlerini yapsınlar…
Millet
Vekili Sayısını yüz elli (150) kişiye indiriniz. Böylelikle ayda 70. Milyon,
yılda ise yaklaşık 810 milyon israfı önlemiş olursunuz…
Kurumlar
kendi binalarını boşaltıp, atıl bırakılarak kiraladıkları Bakanlık ve Kurum Binalarına
ve kiraladıkları araçlara astronomik rakamlar ödemektedirler. Bakanlık ve Kurumlar,
kendi binalarını yapmalı veya kendi binalarına taşınmalı, kendi araçlarını kullanarak
israfı önleyeceklerdir. Böylelikle büyük bir israf da buradan önlenmiş olacaktır.
Devlette
Fabrika Ayarlarına geri dönünüz!..
Yürütme
Gücünün Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmasına açık kapı bırakan gizli ve açık
bütün kapılara açılsın, anahtarları kırılsın, bütün dünya Türkiye7de Hakimler,
savcılar ve “Adalet” var diye güvenebilsin…
Savcılar,
Hakimler, Yüksek Mahkemeler ve bütün Adalet Sistemini iktidarın baskısından
kurtarınız. İktidar korkusundan azade çalışabileceği bir ortama döndürünüz…
Belediyeler
Harcamalarını açık ve şeffaf yapıp, halkın beğenisine ve görebileceği yere assınlar.
Vatandaşın yöneticilerinden asla bir şikâyeti olmasın…
Sayıştay
raporları herkese açık bir şekilde halkın ve bütün basın mensuplarının huzurunda
ayda bir defa açıklansın. Şeffaflık her kademeye yayılsın. Örtülü ödenekler dahil, halktan gizli saklı
hiçbir şey kalmasın!
Tespitler:
2002
yılında geleceğe Umutlu bakan Türk Halkı ve Türkiye gençliği 2024’e geldiğinde
umudunu iyice yitirdi. 20-29 yaş arası Türk Gençliği Avrupa yollarına düştü!..
Okumuş aydın, akademik personel, Doktor, Mühendis, Öğretmen, Hemşire, Sağlık ve
Teknik Personel Avrupa’ya yerleşerek Türkiye’den uzaklaştı.
Bu genç nüfusun sayısı yaklaşık 500 bine ulaştı… Özellikle Recep Tayyip ERDOĞAN
gençlere üç çocuk hatta beş çocuk önerirken, işsizliğin kıskacında boğuşan, ümidini
ve hayallerin kaybetmiş Türk Milletinin genç nüfusu, çocuk yapmak şöyle dursun,
evlenmekten korktu. Bu gençlerin çoğu, işsizlik ve önünün görememesi ve
geleceğe güvensizlik sebebiyle 45- 55- yaş aralığında, müzmin bekar kaldı… Farkında
mısınız? Bunun vebalini nasıl kaldıracaksınız?.. Yani hem göçler sebebiyle
hem de çocuksuz aileler sebebiyle, AKP iktidara gelmeden önce genç
nüfusuyla öğünen Türkiye, tam anlamıyla kısırlaştırıldı. Geleceği karartıldı. Geleceği bitirildi…
2002
rakamlarına göre: Türk nüfusundaki azalmaya oranla, Türkiye’deki
göçmenlerin sayısı ise her geçen gün artmaktadır… Göç alan en çok il İstanbul
oldu: %35.4; Antalya: % 14.8; Ankara: 5.4; Bursa: % 3.9; Mersin:
3.5; Hatay, Gaziantep, Kilis, Karadeniz illerimiz…vb. çok sayıda göç aldı…
Gelenler
en çok Rusya’dan: % 25; Ukrayna: 8.1; İran:6.5; Afganistan:
5.4; Irak:4.8; Suriye’den resmî ve kaçak olarak giren göçmen sayısını
ise Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit ÖZDAĞ : 17 Milyon olarak
açıkladı…
Suriyelilerin
doğum oranı ise evli kadın başına çocuk sayısı 5.3 yani 6 bu durum 13-50 yaş
arası kadın doğum sayısı 7-8-9 veya daha fazla olabiliyor… Bu durumda hiç çocuk
yapmayan ve evlenmeyen Türkiye gençliğini düşününce asıl felaketin büyüklüğe
gün yüzüne çıkıyor… 2007’den buyana gelenlerin çocukları bugün 17 yaşına geldi…
(Bizim
gençler ise 45-55 yaşlarında işsiz güçsüz, üstelikte müzmin bekâr kaldılar…
Devlet bunlara tez elden ve çok acil olarak el atmalı, bugün hâlâ atıl olarak bekleyen
bu gençleri, topluma ve insanlığa kazandırmalıdır…)
Bu
şu demektir: 15-20 yıl sonra Türkiye Nüfusunu Göçmen nüfusu geçecektir ve
Türkler kendi vatanlarında göçmen olarak yaşamak durumunda kalacaklardır…
Türk
Gençleri iş, aş bulamaz ise asla evlenemez…İşsizliğe çare bulunması, sosyal
güvence ve evlilik ve çocuk yapmanın özendirilmesi ile yeni cazip kanunlar
çıkarılmaz ise Türkiye yakın bir gelecekte, bir metre karesinde 25 kişi Şehit
vererek sahip olduğu bu topraklara, elini kolunu sallayarak gelenlere ülkesini teslim
etmek zorunda kalacaktır… Bugün bu sorumluluğun müsebbibi yirmi iki (22)
yıldır doğrudan belediyelerle birlikte 30-35 yıldır başımızda bulunan Erdoğan
Hükümetidir…
Erdoğan’ın
Yanlış Politikaları:
Her
fırsatta, yabancı güçler, kumpaslar, ihanetler sözü ile halkı aldatan iktidar,
bugün de “Beka” sözüyle halkın karşısına dikilerek, kendini haklı
göstermek istiyor…
Erdoğan’ın
bu yanlış politikalarının sonuçları evlenmemiş çocuklarımızda görülüyor.
Gençler geleceğe güvenle bakamadıkları, bunca zaman dirsek çürütüp okuyup adam
olduktan sonra dahi işsiz güçsüz kaldıklarını görünce, özgüvenlerini
kaybettiler. Çocuk yapmak şöyle dursun evlenmekten vazgeçtiler… Karamsar,
kötümser ve gelecek kaygısıyla psikolojik bunalımlı gençler ve aileler
azımsanmayacak derecede çoğalıyor. Türkiye giderek manevî duygularını, ruhunu
ve kanını kaybediyor. Bu istatistiki rakamlara bakıldığında da böyledir.
İstatistiki
rakamlara göre 2001’den 2023’e kadarki dönemde, evlilik oranı giderek azalıp
%19-20’lere düşerken, boşanma oranları ise %45-46’lara ulaşıyor…
Enflasyon,
ekonomik sıkıntılar Türkiye’deki aileleri olumsuz etkileyerek fuhşa,
hırsızlığa, şiddete; alacağının alacağını alamaması, borçlunun borcunu
ödeyememesi, bıçaklama, yaralama, öldürme ve baskınları çoğaltıyor. Kredi
kartlarının ödenmeyen ekstraları, açık krediler, ödenemeyen faizli borçlar
toplum yapısını,, derinden sarsarak ilerliyor…
Erdoğan
iktidara geldikten sonra Türkiye, “İyileşeceğiz, Güzel Günler gelecek, kişi başı
millî gelir 50 bin dolar olacak!..” sözleri hep lafta kaldı. Halk umudunu
giderek kaybetti!.. Erdoğan’ın sözleri, hamasetten öteye gidemedi.
Anlaşılıyor ki yıllardır burnumuzun hissettiği, kokuşmuş öyle bir leş çukuru
var ki silkinip kendimize gelmezsek, hepimiz içinde boğulacağız…
İşte
Şimdi Önerimiz:
Evlerde kullanılan Elektrik su ve doğalgaz
bedava olsun ve vatandaştan, hiçbir şekilde ücret alınmasın.
Eğitim ve öğretim bedava olsun…İlk ve
Ortaöğretimde Kitaplar Devlet eliyle bedava dağıtılsın. Yurt dışında burslu
okuyan öğrencilere karşılıksız, geri ödemesi olmayan, yetecek kadar döviz
üzerinden ücret ödensin.
Ülkemizin köylerinde yetişmekte olan zeki
çocuklar evlerinden alınarak devletin en gözde okulları ve öğretmenleri elinde
Fakülteye kadar, hatta doktorasını bitirinceye kadar devlet elinde ve
gözetiminde, özenle yetiştirilip eğitilsin!.. Buradan çıkanlar derhal devletin
kadrolarında görevlendirilsin.
Liyakat, hizmet yıl, kariyeri dikkate
almayan hiçbir mesleğe, atama yapılmasın!
Gereksiz olan tahsil hayatlarındaki uzun
süreli fakülte ve okulların eğitim yıllarının sayıları düşürülsün!..
Orta ölçekli sanayilere eleman yetiştirip
derhal meslek sahibi yapı iş ve fabrika kuracak elemanlar yetiştirilsin!..
Polis ve askerî okullar yatılı ve Devlet
elinde özenle uzun bir eğitim döneminden sonra yetiştirilip sahaya sürülsün!..
Arabalar fabrika çıkış bedellerine
satılsın… Satın alınan araç devlet tarafından vatandaşın kapısına kadar getirip
bırakılsın ve nakliye bedelleri devlet tarafından karşılanansın.
Hastanelerin muayeneleri bedava, ilaçları,
ücretsiz verilisin! Hastaların her türdeki ameliyatları ücretsiz olsun!..
Vatandaşlarımızı,
doktorlarımız her altı ayda bir, ÇEKAP’tan geçirsin! Türk vatandaşının sağlığı
ve sağlamlığı her daim kontrol altında ve Devlet garantisinde olsun!..
Ülkenin
bütün kaynak ve kazanımları öncelikle kendi ülke vatandaşlarımıza, sonra
komşularımızı, daha sonra da uzak yardıma muhtaçlara harcanabilir… Hiçbir çocuk
sosyal güvencesi doğmasın, hiçbir insanımız sosyal güvenceden yoksun olarak
ölmesin!.. Halk devletine sonsuza kadar güvenirken, devlet de vatandaşına tam
olarak güven duysun.
İllâ
da bir şikâyet olacaksa, ölümden olsun hayat güzel olsun!..
KAYNAKLAR:
https://t24.com.tr/haber/sayistay-raporundan-cumhurbaskanligi-nin-gunluk-masraflari-yuzde-52-7-artti-saray-in-gunluk-masrafi-15-milyon-lirayi-asti,1131118#google_vignette
https://www.google.com/search?q=Saray%27%C4%B1n+G%C3%BCnl%C3%BCk+Masraf%C4%B1%3F&sca_esv=94fa641d5e31d942&sca_upv=1&sxsrf=ADLYWIJDOxPz7Z1xSnoxD-xaPoXB9cazqw%3A1715850267819&source=hp&ei=G8xFZtyhL_eSxc8P7vKX8AU&iflsig=AL9hbdgAAAAAZkXaK2XLVN1jZhtihyHvbrfh8UBs-84i&udm=&ved=0ahUKEwicm8ut6JGGAxV3SfEDHW75BV4Q4dUDCBU&uact=5&oq=Saray%27%C4%B1n+G%C3%BCnl%C3%BCk+Masraf%C4%B1%3F&gs_lp=Egdnd3Mtd2l6IhxTYXJheSfEsW4gR8O8bmzDvGsgTWFzcmFmxLE_MgUQABiABDIFEAAYgAQyBRAAGIAEMgUQABiABDIGEAAYFhgeMgYQABgWGB4yBhAAGBYYHjIGEAAYFhgeMgYQABgWGB4yBhAAGBYYHki0ZVCIB1j0XnABeACQAQCYAb4FoAHoLqoBDjAuMTYuMi4zLjIuMC4xuAEDyAEA-AEBmAIZoAKqMagCCsICBxAjGCcY6gLCAgQQIxgnwgIKEAAYgAQYQxiKBcICCxAAGIAEGLEDGIMBwgIQEAAYgAQYsQMYQxiDARiKBcICCBAAGIAEGLEDwgIOEC4YgAQYsQMYgwEYigXCAgUQLhiABMICCBAuGIAEGLEDwgILEC4YgAQYxwEYrwGYAxeSBwwxLjEyLjYuMy4yLjGgB_bvAQ&sclient=gws-wiz
https://www.aa.com.tr/tr/gundem/turkiyeye-goc-edenlerin-sayisi-2022de-bir-onceki-yila-gore-yuzde-33-2-azaldi/2952767
https://tr.euronews.com/2022/04/11/turkiye-de-2021-de-evlenen-cift-say-s-562-bin-bosanan-174-bin-ciftler-neden-bosan-yor
https://www.narkotik.pol.tr/2023-turkiye-uyusturucu-raporu-yayinlanmistir
https://www.google.com/search?sca_esv=6965cced8725ff61&sca_upv=1&sxsrf=ADLYWILMg1PrRodlbr8Hs_hxlAkHNvyZ2A:1715971340345&q=Uyu%C5%9Fturucu+kullan%C4%B1m%C4%B1+ne+kadar+artt%C4%B1%3F&sa=X&ved=2ahUKEwjjib6xq5WGAxXiX_EDHVHJDGYQzmd6BAgbEAY