KORONA
ve SONRASINDA ÖNGÖRÜLENLER
Abdullah Çağrı
ELGÜN
BELA NASIL
GELDİ?
Bizde meşhur bir mısra
vardır ki sanki bunun için söylenmiştir:
“Kula belâ
gelmez, Hak yazmayınca;
Hak belâ
vermez, kul azmayınca!..”
Kullar azdı, oğul babayı,
kız anneyi, torun dedeyi tanımaz ve söz dinlemez oldu!.. İnsanlarda: Mal mülk
yığma, kısa yoldan köşe dönme, çok para edinme; menfaat, makam hırsı; varlıklara
haksız yere zulüm, işkence; cana kıyma ayyuka çıkıp, kullar uslanmayınca, her
türdeki belâ ve musibet de insanlara musallat oldu!.. Bu
virüsü ortaya çıkaranlar da hiç şüphesiz ki insanlardır. Bakınız internette onlarca
fikir, onlarca teori, makale, daha önceki yıllarda çekilmiş “ Corana Virüsünü” kimi adıyla zikreden, onlarca filmler
ortaya çıktı.
Kuran’da
geçen bir âyet: “Öyle bir gün gelecek ki anne çocuğundan, baba
oğlundan, çocuklar en yakınlarından kaçacak, birbirlerine beni kurtar diye
bağıracaklar; fakat kimsenin kimseye yardımı ve faydası olmayacak!..”
sanki bu günleri anlatıyor.
“Korona
Virüsü” nün Fransa’da
Pastör Entitüsü’nde üretildiği kızamık
için yapılmış aşıdan yararlanıldığı, “Yarasa, Yılan veya Pangolin” den üretilip
yayıldığı, 1978’lerden bu yana birçok kez “2008-2010-2012-2018-2020” insanlar
üzerinde denendiği anlatılıyor. Birçok kez de mutasyona uğratıldığı ve sonunda
bu hale dönüştüğü, bu virüsü elde etmek için Pateur Enstitüsü’nde çalışanların
ekserisinin Çinliler olduğu ve bunu Çin’e götürüp, Çin Hükümetine
verdiği ve Wuhan bölgesinde denendiği defalarca yazılıp çizildi… Sonrasında
etrafa salınan bu virüs ve aşısı için aynı İlaç Şirketi tarafından resmî
olarak PATENT alındığı, paten numarası, alınma tarihi, Patente Baş Vuran İlaç
Şirketi ve İsminin de yazılı olduğu belgeler internette düşüp filmlerde, videolarda,
makaleler şeklinde yazılıp yayınlandı.
“Matt Damon, Jude Law ve
Gwyneth Paltrow (CONTAGİON FİLMİ)”, 2018 yılında ABD’de
çekilmiş, “Venom Fimi”, “Korona” yı anlatmakta olup: hastalığı anlatan bayan
Doktorun gömleğinde “CORONİNE” yazması da çok ilgi çekicidir… Kitaplarda
ve internette gözümüze ilişen: Dünyaya ilaç üretip satan bir “İlaç
Şirketini” yöneten gizli güçlerin, kaynakların azalması sebebiyle nüfusu
azaltmak için virüsler üreteceği, savaşlar çıkaracağından bahsedildi. Onlarca film, makale ve yazılan kitaplarla bu “Corana”
felaketine çok önceden ve yavaş yavaş alıştırılarak yayınlanması, bu yayınların
birbirlerine bu kadar benzerlik göstermesi bir “Komplo
Teorisi” ni ortadan kaldırarak “Gerçeğin” tam da kendisi
olduğunu, göstermektedir…
“ÖLÜMCÜL
DENEY” Film Serisinin 2016’daki son bölümlerden birindeki
Sahnede “Corana Virüsü” nden adı ile bahsedilerek bir mesaj verildi:
Dünya Isınıyor. Bu küresel ısınma sonrasında buzullar eriyecek, kuraklık ve
kıtlık başlayacak ve dünya sonlanacak… Gibi tezler, varsayımlar; bilerek ve isteyerek
yapılmış, bu konudaki birçok filmler, bu “Korona Virüsü” belasının
bizzat insanlar tarafından üretilerek belli yaş gurubundaki insanları hedef
aldığı; fakat aslında bütün insanlığı tehdit eden bu virüsün aşısının bile
olmadığından bahsedildi. Bu “Corana’ nın direnci yaş itibarı ile düşmüş,
bünyesi zayıf, korunma kalkanı diğerlerine göre daha az etkili: atmış (60) yaş
ve üzeri insanları ortadan kaldırmaya yönelikti. Yazılan kitaplar, oynatılan
filmler, bu yaş ve bu yaş üstü insanlardan kurtulmak gerekliliği üzerine
kurgulanmış ve bundan tam tamına, dört yıl önce çekilmiş ve sinemalarda
oynatılmış, internette gösterime çıkmıştı…
Bu filmlerde:
Güya dünyanın sonunu getiren kontrol edemediğimiz nükleer güçler, insanların
yaydığı olumsuz enerjileri ve düşüncelerinden yayılan frekansların yüksekliği,
bunlardan yayılan kozmik enerjiler, dünyayı gereğinden fazla ısındırmıştı… Kıyametin
baş göstermesi, bizi yok etmek isteyen birinci devletler, kıtlık ve savaşlar
başlayacak, dünyanın yerleşim yerlerinin yüzde atmışı sular altında kalacak,
kontrolsüz nüfus artışı, üretimin çok çok önüne geçecek, bu tehlikeli sulardan
geçebilsek bile kaçamadığımız, çok daha kötü tehlikelerle yüzleşilecek olması…
Dünyanın sonu getirecektir… Dünyanın sonu gelmeden Dünyanın sonunu biz
getirelim; fakat bu son, kontrollü bir şekilde olsun dediler…
Bu proje, kontrollü
kıyamette, dünyanın kaynaklarının, alt yapısının asla zarar görmeyeceği, seçilmiş
kişilerin kurtarılarak, güvenli bir yerde, yeraltında sığınaklarda barındırılacağı;
belli yaş gurubundakilerin, doğrudan akciğerine hücum ederek nefesini kesecek
ve kalbini durduracak, yani mutlak ölüm getirecek “Korana”, özellikle bu
yaşlar için bir kıyamet olacaktı… Bizim sonumuz gelmeden dünyanın sonunu getirirsek
çok az bir zararla insanlığı yok olmaktan kurtarabiliriz. Önceden planlanmış
bir kıyamet olmalı. Seçilmişler bu kıyamette, hiçbir zarar görmeden
kurtulacak. Bunun için gerekli bir
silah: “Virüs Korona” hazırdı. Her şey bizim kontrolümüzde ve ellerimizle
halledecektir… Bu ve buna benzer daha nice senaryolar… Hatta bugünlerde Kaliforniya
Eyaleti’nde bu ölümlere. “5G Teknolojisinin Sebep Olduğu Gerekçesiyle”
halk yürüyüşe geçti. Bütün 5G İstasyonlarını yerle bir etti yangınlar
çıkarttı… CİA ve FBI ortak bir çalışma yürüterek Çinli Ajana ABD’de
yardım eden Harvard Üniversitesi Kimya ve Kimyasal Biyoloji Bölümü Başkanı Prof Dr. Charles Lieber'i göz altına aldı. FBI Prof. Charles Lieber’in bütün banka
hesaplarını inceledi. Virüsü burada üretip Wuhan’daki Laboratuvara gönderme
suçlaması ile sanık olarak mahkemeye çıkarılmayı beklemektedir. Çin’in
bu virüsü ürettiği Türkiye’de “Güneş Gazetesi” nde 05 Mayıs 2013’te
Pazar günkü sayısında MANŞETTEN yani bundan yedi yıl önce verilmişti…
Demek ki bu söylenenler masal değil bir Komplo Teorisi olmaktan öte tamamen
gerçek olup, Çin’in dünyaya “Kimyasal ve Biyolojik” bir saldırısıdır.
Gereği ne ise mutlak yapılmalıdır.
BU
GELİŞMELERE KARŞI NELER YAPMALIYIZ?
Ekonomi durağanlaşacak.
Tarım sekteye uğrayacak. Ekilebilir araziler hastalık yüzünden zarar görecek.
Tarladaki ürünler hasat edilemeyecek. Ekilenleri toplayacak ve tüketiciye
ulaştıracak eleman bulunamayacak. Tüketici zarar üstüne zarar görecek. Hayvan
yetiştiricileri yem bulamayacak, malını satamayacak, borçları varsa borcunu
ödeyemeyecek. Konfeksiyoncu, terzi, ayakkabıcı, çiçekçi, fotoğrafçı,
gözlükçü…vb. küçük esnaf aç kalacak. Devlet gelecek günler için tedbiri elden
bırakır bütün bunlara şimdiden önlem almaz ise büyük bir kıtlık baş
gösterecek!...
Şunları Hemen
Bugün Yapacağız:
Ülkemizin ekilebilir
arazisinin tamamı, sulu veya kurak, bir karış yer kalmamak üzere ekilmelidir.
Hayvancılık geliştireceğiz. Dışarıya ihraç ettiğimiz mallara bu müddet zarfında
kota koyacağız. İhracatı bir müddet bir miktarını donduracağız. Her türdeki
sebze, meyve, çay, şeker, tahıl, …vb. ekerek çoğaltacağız. Bu işlere gereğinden
çok daha fazla önemseyerek tedbirler alınmalıyız.
“Korana Virüs” tehlikesi boyunca, Evlerimizde kalacağız;
fakat her türdeki tarım araziler, bağ, bahçemizi ekmekten geri durmayacağız.
Kısaca tarım ile ilgili her türdeki tedbiri alacağız. Ne zaman biteceği belli
olmayan bu “Korana Virüs” belâsına gelecek gün, ay ve yıllar için
tedbirler alçağız.
Virüs Araştırma, aşı
geliştirme ve her türdeki hastalıktan korunmak maksatlı yeni bir Enstitü
kurmalıyız. Yıllardır, verimli bir şekilde çalışan “HIFZISIHA
ENSTİTÜLERİMİZ HANGİ GERKÇE İLE KAPATILMIŞSA bunları yeniden faaliyete
geçireceğiz. Devlette çalışacak Sağlık personeli sayısını, diğer zamanlar boş
oturuyor olsa bile hazır ve aktif halde tutacağız. Sayılarını mutlaka
çoğaltacağız. Bugün eksikliğinin yaşandığı ve atamalarının yapılmayarak atıl
hale getirilen sağlık personeline ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu çok daha
iyi kavradık…
Virüsten korunmanın
yollarından birisi de virüsün en yaygın olduğu tek merkeze odaklanmak ve
virüsün en yoğun olduğu bölgeyi karantinaya almaktır.
Çin, Wuhan’da
bunu yaptı. Güney Kore, Singapur, Senegal, Viyetnam bunları uyguladı.
Biz de bu tecrübelerden yararlanarak daha iyisini yapmak mecburiyetindeyiz…
Hükümetlerce
bilgilendirmeler, çok çok gereklidir. Vatandaş bilirse kendisini korumak için
tedbir alacaktır. Bilgi en büyük güçtür…Vatandaşı bu bilgi ve bilgilendirmekten
mahrum bırakmamalıyız.
BİRAZ
İYİMSER BAKARSAK:
Dünya, daha önce de böyle
birçok badireler atlatmıştır. Bunu da atlatacaktır. Teknolojinin tavan yaptığı
bu devirde, “Corana Virüsü” nün daha kısa zamanda
durdurulabileceğini düşünüyorum. İstiyoruz ki bu "Korana Virüsü Krizi" en az zayiatla, daha çabuk atlatabilsin. Sıtma, Verem,
Tifo, Veba, Aids, Yanardağ Patlamaları Tusunami, Deniz kabarmalarından sonra
insanlık bunu da atlatacaktır. Çokça bir değişiklik olmayacaktır.
“Kara Ölüm” adı
da verilen Veba’dan 1346-1353 yılları arasında İtalyanlar’ın
Avrupa’ya bulaştırdığı bu salgından Avrupalıların üçte biri, dünyada
ise 100 milyon insan ölmüştü…
Tifo Hastalığından,
Meksika’da 1545-1551 Yıllarında Aztekler arasında 7-17 Milyon arasında
insan öldü. Tifo Hastalığından dünyada 21.7 Milyon insan ölüyor;
“İspanyol Virüsü”
1918’de dünyayı kasıp kavuruyor: ABD’de 675.000 Kişi; Fransa’da
400.000 Kişi; İngiltere’de 250.000 Kişi, Osmanlının son zamanları, Savaşlar
ve kıtlık olmasına rağmen 10.000 Kişi’de Osmanlı’da ölüyor. Bu Vatan
için Çanakkale’de ölen 250.000 Kişiye denktir. Onların bir amaçları
vardı vatanı kurtarmak. Onun için canlarını dişine takıp Şehadet şerbetin
içtiler; fakat bu hastalık insanları pisi pisine yok ediyor…
2004’te Tifoya yakalananların sayısı 24.000
kişiydi…
Endonezya’da
yaşanan “deprem” üç yıl insanların kendine gelememesine sebep oldu. Avrupa’da
iklimi değiştirdi… Erzincan Depremi, Ege Depremi ve şimdi de İstanbul!..
Şehirleri taşımak, oradan uzaklaşmak için çok beklemeğe gerek yoktur… Buralar
tamamen ağaçlandırılarak yeşillendirilmeli ve nostaljik eserler hariç yıkılarak
İstanbul boşaltılarak başka yere taşınmalıdır.
Bu kriz ve sonrasında, teknoloji
ve üretimlerde denetimler son derece artacak. Toplumun sağlığına odaklanan
kanunlar çıkarılacak. Kimsenin kimseyi anlatmasına fırsat verilmemelidir.
Yeni teknolojilerle
insanların her şeyleri kontrol altında tutulacak, bağımsızlıkmış, hürriyetmiş
tarih olacak. İnsanlara belki de bileklerinden ense köklerine veya avuç
işlerine cip takılacak!.. Zihin kontrolü dahil her şeylerimiz denetim altında
ve bilgi bankalarında bulunacaktır. Bütün bunlar Toplum Sağlığı adına
yapılacak. İnsan denetim altında bulunacaktır.
Gençler ve bütün toplum
daha yaratıcı ve kendine güvenen bireyler olarak yeniden organize olacaktır...
SONUÇTA
NELER OLABİLİR:
Yapay zekâ ve robotlar
fabrikalarımızda görev alabilecekler
Tepkiler neticesinde
rejim değişiklilerine gidilebilir.
Alışveriş Merkezleri bir
Kültür Merkezleri gibi çalışmaya başlayabilir.
Toplumlar çözülerek aile
bağları kopabilir.
Korona kimi topluluklarda,
dini inançları da zayıflatacaktır.
Kendine göre İslâm Anlayışı
olan “Dinci İdeoloji” insanların dinî duygularına yönelerek “Rant”
elde etme, para kazanma, bu kırizi “FIRSAT” a çevirme peşinde olan: Tarikatların,
Tekkelerin, Cemaatlerin, Şeyhlerin, Şıhların, Pîrlerin ve hatta
Hükümetlerin bu işten para kazanan, on binlerce insanın ekmeği
kaybolacaktır; çünkü yüzbinlerce Müslüman Devletlerin Camilerinde sala
veriliyor, Müftüleri bu musibetten kurtulmak için beş vakitlerin dışında da dua
ve niyazda bulunuyorlar; fakat anında çare bulmak mümkün gözükmüyor… Çekilmekte
olan, çekilen ve çekilecek çileye, yaşanacak bir musibete, hiçbir Veli, Veliullah;
Eren; Evliyâ, Evliyâullâh; Pîr, Seyyit; hastalara, çocuğu olmayanlara,
evlenemeyen bekarlara Muska yazan Hacılar, Hocalar, üç beş kez Kabe’yi
ziyaret etmiş olanlar, “Corana Virüsü” adlı belâyı ne önceden
görebiliyor ne de çare olabiliyorlar!.. Dini
Siyasette Kullanan “Siyasal İslâmcı” Anlayış: “Gaziantep Büyükşehir
Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi” yardım kampanyaları “Devlet
içinde Devlet” olmuyor; fakat Ankara, İstanbul Büyükşehir Belediyeleri
ve CHP’nin diğer on bir (11) Büyükşehir Belediyelerinin yaptığı “Yardım Kampanyaları” nasıl oluyorsa “Devlet içinde Devlet” olabiliyor!?.
Dünya Devletlerinde Yönetim
ile Bilim Dünyası arasında çelişkiler sürüyor. Korana Virüsü’nü er geç
yeneceğiz; fakat ne kadar sürecek bilemeyiz… Bugünden tedbirler almak virüsten
kurtulmak kadar önemli ve elzemdir…
Hz Yusuf: Firavun’un
gördüğü bir rüyayı yorumlarken: “Yedi yıl kıtlık olacak ona göre hazırlık
yapılmalı.” demişti de tedbir alarak
kurtulmuşlardı. Şimdi bu örnekle: Kıtlıklara, yokluklara, kırizlere, iflaslara,
fabrika kapamalara, sektörlerde durmaya, şimdiden hazırlıklı olmak ve gereğini
hemen şimdi bugünden yapmak mecburiyeti vardır.
1.(Prof.
Dr. Ural Akbulut ODTÜ Kimya Bölümü:
2000-YILINDA-DÜNYADA-21-7-MİLYON-TİFO-HASTASI-VARDI-31-MART-2018.pdf)
6.Türkiye/
“Güneş Gazetesi” , 05 Mayıs 2013’te Pazar günkü sayısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder